Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir?




KSS yani Kurumsal Sosyal Sorumluluk, 20 yılı aşkın süredir devam eden iş ve çalışma hayatımın son 4 senesin de fazlasıyla haşır neşir olduğum bir kavram haline geldi. Yıllarca farklı kurumlarda farklı kademeler de imalat yöneticiliği yaptıktan sonra, iş yaşamımın dışındaki sosyal hayatımın da etkisi ile olsa gerek çalıştığım kurumun IK servisinden gelen teklif ile çalışan bağlılığına yönelik kurum içi motivasyonun arttırılması amacıyla kurum içi sosyal kulüplerin kurulması konuların da liderliği üstlendim.


Yıllarını imalat içerisin de geçirmiş biri olarak, yabancı olduğum bir alanda çalışmalar yapmak, gerek kurum içi gerekse kurum dışı, toplumun tüm paydaşları ile olan iletişimin önemine inan biri olarak benim için de yeni bir heyecan olmuştu.

Bir yandan imalat içerisinde ki sorumluluklarıma devam ederken bir yandan da çalıştığım kurumda ilk kurum içi sosyal kulübü kurdum. Aynı zaman da yöneticiliğini de yaptığım bu sosyal kulüp ile çalışanlar arasında ki iletişimi arttırmayı, motivasyonlarını ve şirkete bağlılıklarını arttırarak şirketin pozitif takım çalışması hedefine ve kurumsal sorumluluk kapsamında “yerel toplumları desteklemek” amacına aşağıda sıralanan faaliyetler yoluyla ulaşmayı hedefledik.


Yukarıda da bahsettiğim gibi tamamen yabancısı olduğum alanda bu çalışmaları yapmak ufkumun da farklı yönde gelişmesine yardımcı oldu. Konu ile ilgili pek çok kitap okudum. Benzer çalışmaları yapan kurumların, kurumsal tecrübelerini inceledim. Çeşitli vakıf ve dernekler ile iletişim kurdum. Beni en çok heyecanlandıran ve daha çok motive olmamı sağlayan da neredeyse tüm çalışanlarımızdan gelen, “Biz yıllardır böyle bir şeyler yapılmasını bekliyorduk!” söylemi oldu.

En güzeli de yavaş yavaş yaşayarak, deneyerek ve yaparak öğrendiğim bu alanda, farklı bölümlerden hem mavi yaka hem de beyaz yaka çalışanı arkadaşlarımız ile birlikte yer aldığımız kurumsal sosyal sorumluluk projeleri oldu.

Neler yapmadık ki? Ülkemizin güzide sivil toplum kuruluşlarından , TEGV, AKUT, AÇEV, KAÇUV, KIZILAY için farklı projeler de yardımseverlik projeleri içerisin de yer aldık. Adım Adım ile birlikte İyilik Peşinde koştuk. Yerel yönetimlerin düzenlediği etkinliklere dâhil olarak çevreye karşı olan duyarlılığımızı sergiledik. Cinsiyet eşitliği üzerine yapılan kurumsal projelere destek verdik. En önemlisi hem kurum içi çalışanlarımız hem de toplum ve sosyal çevremiz ile olan ilişkilerimizi geliştirdik.




Şimdi de bu edindiğim tecrübeyi sertifikalandırmanın zamanı geldi diye düşünerek konu ile ilgili, “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Uzmanlığı” konusunda eğitim almaya başladım. Özellikle Toplum ve toplumsal davranışları inceleyen sosyoloji bölümünde ikinci üniversite eğitimime başlamam ve psikolojiye duyduğum özel ilgi ile aldığım ve almaya devam edeceğim eğitimler vasıtasıyla bu konuda kat edilecek çok daha fazla yolum olduğunu düşünüyorum.

Peki, KSS yani Kurumsal Sosyal Sorumluluk nedir?

Kurumsal Sosyal Sorumluluk kısaca ve kolaylıkla anlaşılabilir bir tanımlama ile işletmelerin yapmış oldukları faaliyetlerinden etkilenen bireylere, çıkar gruplarına ve çevreye hesap verme zorunluluğudur diye tanımlanabilir.

İşletmelerin kar elde etmek, topluma hizmet etmek ve varlıklarını sürdürmek gibi temel hedefleri vardır. Çoğu işletme içinse bu amaçlardan en önemlisi kar elde etmektir. Fakat günümüzde topluma hizmet amacını gözetmeksizin, yalnızca kar hedefini güden firmaların başarı şansları ve devamlılıklar oldukça azalmıştır.

Artık çağın gereği toplumun ve çevrenin ihtiyaçlarına kayıtsız kalmayan işletmeler, toplumda gerçekleşen değişimlere uyum sağlamak ve sosyal sorumluluk bilinciyle faaliyette bulunmak amacıyla kurumsal sosyal sorumluluk hedeflerine de yakın ve uzun vadeli hedef planlamaların da yer veriyorlar.



Günümüzde artık işletmeler kurumsal sosyal sorumluluğa;

Toplumda daha iyi bir izlenime sahip olmak,

Toplumun ve çevrenin istek ve ihtiyaçlarına hitap edecek mal ve hizmet üretme isteği,

Dünyada yaşanan küreselleşme,

Çevre kirliliğini engelleme,

Doğal kaynakların tükenmeye başlaması,

İşletmelerin artık çok ortaklı hale gelemeye başlaması,

Çalışan verimliliğinin arttırılmasına yönelik motive edici çalışmalara duyulan ihtiyaçlar,

İşçi sendikalarının gelişmesi,

Hızla gelişen insan hakları ve demokratikleşme süreçleri.

Sebebiyle çok daha fazla önem veriyorlar.


Sanırım bugünlük bu kadar KSS yeter. Ara ara yazılarımda bu konuyu işlemeye devam edeceğim. Her yazımda sizler ile paylaştığım üzere, eğer konu ile ilgili ya da ilgisiz bir öneriniz ya da mesajınız olursa her zaman seve seve dinlemeye hazırım.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.

Sevgilerimle.

Hakkı Şenkeser

Yorumlar