Günaydın dostlar. “Gönül ne kahve ister ne kahvehane.
Gönül sohbet ister kahve bahane.” Diyerek başlayayım sözlerime ve müsaadenizle
sizleri de kişisel bloğuma davet edeyim.
Öncelikle sizlerden ricam siz de benim gibi kahvenizi
elinize alın ve her ne yapıyorsanız bir kenara bırakın ve küçük bir kahve molası
verin. Zaten hayatımız hep bir koşuşturma bir telaş içerisin de geçmiyor mu? Vereceğiniz
bu küçük bir mola işlerinizin yarım kalmasına ya da gecikmesine neden olmayacak
aksine durup bir düşünecek, çevrenizle daha çok ilgilenecek belki de uzunca bir
süredir konuşmaya dahi fırsat bulamadığınız bir dostunuz ile selamlaşacak ve
keyifli bir muhabbet edeceksiniz. Dedik ya kahve bahane, gönül sohbet ister.
Hatta fırsat bu fırsat diyerek, misafirlik teklifimi kabul
edip bloğuma da bir göz gezdirebilirsiniz. Kahve teklifim ise her daim geçerli,
sözüm olsun.
Ben de her sabah yaptığım gibi erkenden kalktım. 42
kilometre koştuğum İstanbul Maratonu üzerinden iki hafta geçmesine rağmen, sanırım
rehavete kapılmış olmalıyım ki düzenli sabah koşularını aksatmaya başlamıştım. “Kalk
Hakkı. Tembelliği bir kenara bırak ve koşmaya git.” Diyerek kendimi motive
ettim ve sabah koşusuna çıktım.
Evet, gün henüz doğmuş ve hava soğuk olabilir. Ama
unutmayın sevgili dostlar, “Gerçek başarı ve sonrasında gelen mutluluk konfor
alanınızın dışına çıktığınızda başlar.” Hayatın her anında bu kural geçerlidir.
Niyetim 15 kilometre koşmaktı. Fakat 10 kilometre koşup
kendi kendime bu kadar yeter diyerek eve döndüm. Hafif bir sabah kahvaltısı
sonrasın da kahvemi aldım ve şimdi sizler ile birlikteyim.
Kişisel bloğumda yazmaya başlayalı neredeyse dokuz ay
oldu. Şöyle geriye dönüp bir bakıyorum da kendi adıma fena da içerik üretmemişim.
Öyle ya bu güne kadar 83 farklı başlıkta içerik üretmişim. Dağlar, doğa
yürüyüşleri, kişisel gelişim, spor, sağlıklı yaşam, gündeme dair yazılar derken
neredeyse dalya diyeceğim.
Çoğu kişisel blog sahibi yazılarını tek bir konu üzerinden
yazmaya devam eder. Ben ise farklı başlıklarda yazmasını seviyorum. Sonuçta her
biri ilgilendiğim ve merak duyduğum konular. Bu sayede ben de kendimi çok daha
fazla geliştirme imkânı buluyorum.
Minik bir bebek gibi büyütüyorum bloğumu. Daha henüz
emekleme aşamasında daha okunacak çok kitap, yazılacak çok yazı var. Ben
sabırla yazmaya devam edeceğim. Amacım çok daha nitelikli, içeriği zengin
yazılar yazabilmek. Bunun için de elimden geldiğince okumaya, araştırmaya ve
farklı insanlar ile sohbet etmeye farklı yerler gezip görmeye ve gördüklerimi
kayıt altına almaya devam ediyorum.
Umarım yazılarımı keyifle okursunuz sevgili dostlar. Her
daim yorum ve önerilerinize de açık olduğumu belirtmek isterim.
Evet, sanırım bir kahve içimlik bir yazı oldu. Benim
kahvem bitti. Bir sonra ki kahve molanızda görüşmek üzere hoşça kalın.
Sevgilerimle.
Hakkı Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder