Doğadan Uzak Yaşamlar.


Dağcılığa ve doğa yürüyüşlerine başlamadan önce, benim de hayatımın büyük bir kısmı, çevremdeki insanların neredeyse tümü gibi şehir hayatı içindeki koşuşturmalar ile geçiyordu. Yeşil, doğa, ağaç kavramı benim için sadece park ve bahçelerden ibaretti. Çimenlerin üzerine ise kesinlikle basmamalıydık.

Sevgili kızım Melisa ile Kösehoroz Şelalesinde


Dağlar ise benim için çok uzaktı ve yüksekti. Uzun yolculuklar boyunca karayolları vasıtası ile etrafını dolaşarak aştığımız büyük ve devasa engeller, yabani hayata ev sahipliği yapan, teknolojinin olmadığı, telefonların çekmediği kısacası yaşamanın mümkün olmadığı ya da zor olduğu yerlerdi.

Hepimiz hayatlarımızı devam ettirebilmek için çok çalışmak zorundayız. Ömrümüz işe giderken ve dönerken trafikte ve iş yaşamının yoğun stresi altında geçip gidiyor. Boş zamanlarımızda kendimiz ve ailemiz için yapabildiğimiz en iyi şey ise AVM’lerde gezmek ve alış veriş yapmak.

Düşünsenize bir kere, trafikte gürültü ve stres altında sadece egzos gazını soluduğumuz bir ortamdan geçerek iş yerinize ulaşmaya çalışıyor varınca da yine dört duvar arasında yoğun stres altında 8 saat ya da çok daha fazla çalışıyorsunuz. İş çıkışı, eğer şanslı iseniz ki bu artık çoğu zaman mümkün olmuyor yine trafikte uzun saatler geçirerek evinize yani yığma tuğla ve betondan oluşmuş yapıların içerisine kendimizi atıveriyoruz. Dikkat edin! Hala stres altındayız. Vücudumuzdaki negatif elektiriği boşaltacak bir toprak teması hayatımız boyunca olmuyor. Bulunmaktan en çok mutlu olduğumuz sevdiklerimiz yani ailemiz ile birlikte yaşadığımız, kendimizi en güvende hissettiğimiz ortamda bile stres altındayız. Toprak sadece evlerimizde yetiştirdiğimiz çiçeklerin saksılarında.

Kösehoroz Köyü Doğa Yürüyüşünden

Böyle bir yaşam şekli hiç birimizin kabahati değil. Yaşam şartları, ekonomik zorluklar insanları bu şekilde yaşamaya zorluyor. Köyü ve toprağı olan hak ettiğini kazanamadığı için, daha küçük şehirlerde yaşayan insanlarda kısıtlı iş imkânları ya da geçim zorlukları sebebi ile daha büyük şehirlere göçüyor. Şehirler daha da kalabalıklaşıyor. Yeni araçlar trafiğe çıkıyor. Bu sebeple yeni ve çok daha yüksek binalar daha geniş yollar yapılıyor. İnşaat artık en büyük getirim oldu. Daha çok daha yüksek binalar yapmak müteahhitlerin en büyük hedefi. Çünkü artık insanlar böyle yüksek ve güvenlikli binalarda oturmak istiyor! Bu döngü ise durmaksızın devam ediyor. Bu binaları ve yolları yapmak için daha çok ağaç kesiliyor daha çok tarım alanı yok ediliyor. Yeşil, ağaç ve park alanları ise bu pahalı inşaat projelerinin yüksek ve güvenlikli duvarlarının arasındaki birkaç metre kareden ve şehir içerisindeki parklardan ibaret. Belki bu binalarda çok mutluyuz ve güvenlikteyiz. Ya da öyle olduğunu düşünüyoruz. Peki sağlığımız? Çocuklarımızın ve ailemizin sağlığı?

Kendi adıma hayatımın şehirlerde geçmesinin en büyük nedeni ise bir memur çocuğu olmam. Çocukluğumun ve gençliğimin tamamı şehirlerde geçti. Rahmetli babamın memuriyeti sebebiyle pek çok şehir gezdik. Yani şehirde doğdum. Şehirde büyüdüm. Hala şehirde yaşamaya devam ediyorum. Çocuklarımda benim gibi şehirde doğdular ve büyüyorlar. Şimdiki çocuklar bize göre daha talihsiz. Biz en azından dışarıda oyun oynar ve koştururduk. Toprağa basar üzerimizi kirletirdik. Ama onlar bizim kadar bile şanslı değiller. Çünkü oyun oynayacakları oyun alanları yok. Her yer araç ve bina toprak ise hak getire. Onlarda bu yüzden bilgisayarlar, akıllı telefonlar ile büyüyor daha gencecik yaşlarında stres yüklenmeye başlıyorlar.

                                Kızım Melisa, Kösehoroz Köyünde gelincik topluyor.

Yazıma başlarken amacım kısa bir giriş yaptıktan sonra sizler ile doğa yürüyüşlerinin faydalarını paylaşmaktı. Hatta sizler ile köye, köy yaşamına ait özlemimden de bahsedecektim. Hatta çok değerli arkadaşım sevgili Cemali Altın’ın köyü olan ve birlikte pek çok kez gittiğimiz Kösehoroz köyünden de bahsedecektim. Fakat şöyle bir kalemimden dökülenleri geriye dönüp okuyorum da bu yazı doğa yürüyüşlerinin faydalarından daha çok neden doğa yürüyüşü yapmalıyız tarzında bir yazı oldu.

Bende o zaman yazımın başlığını, “Doğa Yürüyüşlerinin Faydaları Nelerdir?” den “Doğadan Uzak Yaşamlar.” Olarak değiştirip. Neden doğada olmalıyız doğa yürüyüşlerinin faydaları nelerdir? Konulu yazımı bu yazının ardından sizler ile paylaşayım.

Bu arada sevgili Cemali, emekli olduğumuzda Kösehoroz köyünden vereceğini söylediğin bir parça toprak teklifi hala geçerli değimli?

Demirci Köyünde dostlar ile

Not:Bu yazımda, konusu gereği sizler ile çok fazla görsel paylaşmıyorum. Zaten hepimiz şehirlerde yaşamıyor muyuz? Paylaştığım bir kaç görselde Kösehoroz köyünden kızım Melisa ve dostlarım ile Demirci Köyünde, doğada yaptığımız çaylı sohbetten olsun.Bu yazı vesilesi ile Cemali Altın, Volkan Teğmen, İbrahim Çöğürcü ve Veysel Erdal'a selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.


Hakkı Şenkeser.

Yorumlar