MERDAK dağcılık kulübünün her sene
geleneksel olarak düzenlediği, “9. Ulusal
Muzaffer Erol Gez Dağcılık Şenliği ve Medetsiz Dağı Tırmanışı” için 12 Haziran
2015 tarihinde Bursa’dan yola çıkmadan önce tüm dağ tırmanışlarımın öncesinde
yaptığım gibi etkinlik programını detaylı incelemiş, bölge hakkında bilgi
toplayıp, Medetsiz dağı ile ilgili tırmanış raporlarını okumuştum.
Aslında bu yazımın başlığı, “Medetsiz Dağı Zirve Tırmanışı” olacaktı. Daha yola çıkmadan önce gerek yeni bir dağa çıkacak olmam gerekse bu dağa daha önce çıkmış arkadaşlarımın, “ Adı gibi medetsiz bir dağdır.” Demeleri beni heyecanlandırmıştı. Öncelikle, “Medetsiz” kelimesinin tam karşılığını öğrenmek için baktığım, Türk Dil Kurumunun web sitesinde karşılığı olmadığını belirtmek isterim. Aynı sözlükte, “medet” kelimesinin de Arapça, “meded” kelimesinden geldiği ve yardım, imdat anlamını içerdiği yazmakta. Kuvvetle muhtemel zirvesine ulaşmanın zorlu olması sebebi ile dağa medetsiz adı verilmiş.
Yukarıda da yazdığım gibi bu yazımda
Medetsiz dağı tırmanışımızı sizler ile paylaşmayı düşünüyordum. Fakat
tırmanışımız öncesinde çadır kurarak geceyi geçirdiğimiz Karboğazı Akarca
Mevkiinin hem muhteşem doğası ile beni çok etkilemesi hem de Milli mücadelemizi
yaptığımız Kurtuluş Savaşının önemli çatışmalarından, Karboğazı baskınının bu
bölgede geçmiş olması sebebi ile Medetsiz dağı tırmanışımızı daha sonra yazmak
üzere erteleyip Karboğazı hakkında daha detaylı yazmaya karar verdim.
Tarsus’a bağlı Gülek Belediyesinin
sınırları içerisinde, Toros ve Bolkar dağlarının eteklerinde bulunan 1900 metre
rakımdaki Karboğazı, çam ağaçları ile çevrili karşısındaki karlı zirveleri ile
vadi içerisinde yer alıyor.
Vadiye girer girmez, neden Karboğazı
adı verildiğini ve karşıdaki karlı sırtlara bakarak Medetsizin zirvesine
ulaşmak için bu boğazdan geçmek gerektiğini hemen anlıyorsunuz. Kamp alanına
ulaştığımızda vakit artık öğlen saatlerini geçmişti. Havanın kapalı ve bulutlu
olması her an yağmur yağacağının işaretçisiydi. Yağmura yakalanmadan bir an
önce çadırımı kurmaya karar verdim. Nitekim çadırı kurup çantamı içeri koyar
koymaz bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Çadır içerisine geçip,
hazır yağmur yağarken bende, gece 03.00’da başlayacak tırmanış öncesinde yanıma
alacağım zirve tırmanış çantamı hazırladım. Kısa süren yaz yağmuru sonrasında
hem çevre turu yapmak hem de organizasyon için kayıtlarımızı yaptırmak için
çadırdan çıktım.
Kayıt işlemlerimizi tamamladıktan
sonra akşam yemeği ve tırmanış ile ilgili yapılacak teknik toplantı öncesinde
Bursa’dan gelen diğer arkadaşlarımız ile çevre turu yaparak bu muhteşem
atmosferi bolca fotoğrafladık. Akşam yemeği ve tırmanış ile ilgili yapılan
teknik toplantı sonrasında ise geceyi geçirmek üzere çadırlarımıza çekildik.
Yazımın bundan sonraki kısmında gece 03.00’de
başladığımız zirve tırmanışını daha sonra yazmak üzere bir kenara koyarak
kısaca etkinliğe adını veren Muzaffer Erol Gez’den ve yazımın ana teması olan Kar
boğazı baskınından bahsetmek istiyorum.
1934 yılında
Malatya’da doğan Muzaffer Erol Gez Türkiye’nin yaşayan en yaşlı dağcısı
unvanını da elinden bulunduran yaşayan bir efsane. Muzaffer Erol Gez’in yaşamı
genç dağcılar için tam bir tecrübe niteliğindedir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde astsubay
olarak görev yaptığı sırada 1952 yılında ilk kez gördüğü Erciyes’e tırmanarak
dağcılığa başlayan Muzaffer Erol Gez, Ağrı Dağına 27, Erciyes Dağına 95 kez
tırmanmış. Yurt dışında da Almanya, İtalya ve İsviçre Alplerinin zirvelerine
ulaşan Muzaffer Erol Gez tam bir dağcılık efsanesi. Buradan bu yazı vesilesi
ile kendisine nice sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Yazımın
içerisinde daha önce kısaca bahsettiğim üzere Karboğazı Baskını, Karboğazı
Savaşı ve Gülek Boğazı Savaşı olarak da adlandırılan, 27-28 Mayıs 1920 tarihinde, Kurtuluş savaşı esnasında Kuvayı milliye birlikleri ile Fransızlar
arasında çıkan destansı bir çatışmanın ismidir.
Mondros
Ateşkes Antlaşması'ndan 47 gün sonra Fransızlar antlaşmayı ihlal ederek 17
Aralık 1918 tarihinde Mersin'i işgal ettiler. Güney Batı tarafını ise İtalyanlar
işgal etti. Böylece Osmanlının Akdeniz ile bağlantıları kesilmiş oldu.
25 Mayıs 1920 gecesi Fransız kuvvetlerinin Pozantı, Gülek yolunu takip ederek İbrahim Paşa Tabyaları civarında, Tekir mevkiine geldikleri Gülek köylüleri tarafından duyulur. Bu ilerleyişi köylüler bölgedeki Türk güçlerinin komutanı olan Gülekli Kemal Ekin’e haber verirler. Hemen teyakkuza geçen Türk birliği sayıca az olmalarına rağmen aralarına katılan köylüler ile birlikte boğazı tutmak amacı ile hareket ederler. Böylece Elmalı Boğazındaki kuvayı milliyecilerin sayısı 44 kişi olmuştur. Aralarından 10 kişiyi gözcülük için geride bırakarak ilerleyen 34 kuvayı milliyeci yamaçları aşarak boğazı tutacaklardır. Hava yağmurlu ve bulutlu olması nedeniyle oldukça karanlıktı.
Türk
güçleri 17’şer kişi olarak boğazın 2 yanına mevziiye girdiler. 27 Mayıs
sabahı Karboğazına giren Fransızların çapraz ateşe alınması ile Fransızlar
büyük şaşkınlık içinde bozguna uğradılar. Boğazı geçebilmek için ileriye doğru
kaçmaya çalışsalar da önlerinin kapalı olduğunu görüp geri dönmek zorunda kaldılar.
Kurtulamayacaklarını anlayan Fransızlar teslim olmak zorunda
kaldı. Karboğazı’nda 100 yaralı olmak üzere 650 er ve 1 binbaşı 23 subay esir alınmıştır.
Düşman
Kuvvetleri geride 400’den fazla ölü ve silahlarını bırakmak zorunda
kalmışlardır.
Karboğazı
savaşı Çukurova’nın kurtuluşunda da bir dönüm noktasıdır.
Ankara
Anlaşmasının temelini oluşturması yönüyle de çok önemlidir.
Karboğazı
baskını, insanlık tarihine örnek bir kahramanlık destanıdır. Bölgeye dikilen
kuvayı milliye anıtı ile bu kahramanlar ölümsüzleştirilmiştir.
Turgut Özakman’ında yazdığı gibi, “Çılgın Türk, 673 Fransız’ı esir etti.”
Muhakkak bu destansı anlatımı okumanızı rica ederim. Linki altta paylaşıyorum.
Yazının sonunda sizden gelen Medetsiz dağı tırmanışı
nasıldı? Sorusunu duyar gibiyim. Gerçekten de adı gibi medetsiz bir tırmanıştı
ama tek kelime ile ifade etmemi isterseniz, muhteşemdi…
Bu yazı vesilesi ile etkinliği düzenleyen Mersin Dağcılık
Kulübü, MERDAK nezdinde Hüseyin Tunç hocama ve diğer tüm dağcı dostlarıma, saygı
ve selamlarımı iletiyorum. Kendisi ve MERDAK kulübü ile daha sonra farklı
etkinliklerinde de bir araya geldik. Bundan sonrada gönüllü MERDAK üyesi olarak
etkinliklerini takip edip katılmaya çalışacağım. Yanlız,” Hüseyin hocam benim
Merdak t-shirtü hala gelmedi. :) "
Ayrıca tırmanış için Bursa'dan birlikte yola çıktığımız dağcı dostlarım, Erkan Pınar, İzzet Durmaz, Hacer Özkalender, Burçin Özcan, Kamer Yıldıran ve Ferhat Yüksel'ede selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.
Ayrıca tırmanış için Bursa'dan birlikte yola çıktığımız dağcı dostlarım, Erkan Pınar, İzzet Durmaz, Hacer Özkalender, Burçin Özcan, Kamer Yıldıran ve Ferhat Yüksel'ede selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.
Hakkı Şenkeser.
Cok abartili anlatilmis medetsiz zirvesi karakapidan 3 saat 45 dakikada ciktik 3 saatte de indik yanimiza sudan baska hic birsey de almadik ermenek ayakkabilariyla cok basit ve kolay bir tirmanis oldu
YanıtlaSilSizin tırmanışınızla ilgili yazacağınız yazıyı muhakkak okumak isterim. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Kişinin performansına ve kondisyonuna bağlı olarak değerlendirmek gerekir.
Sil