Yürünmemiş Yollar!


Geçtiğimiz hafta Cuma günü tamamladığım OSMEK Diksiyon kursunda, eğitmenimiz Deniz Çevik Rona Hanımın bizler ile paylaştığı ve eğitim kitabında da yer verdiği Jorge Luis Borges’in, “Anlar” şiiri beni çok etkilemişti.

85 yaşında ve artık ömrünün son anlarını yaşayan ihtiyar bir adamın hayatında yapamadıklarını ve pişmanlıklarını anlatan bu şiiri daha sonra defalarca okudum. Eminim ki sizlerde okuduğunuzda benim gibi çok etkilenecek belki hayatınızın kalan kısmı ile ilgili planladığınız pek çok şeyi gözden geçirmek isteyeceksiniz.



Yazıma devam etmeden önce, OSMEK bünyesinde düzenlenen Diksiyon kursu eğitimlerinin devam ettiğini ve yeni dönemin 5 Temmuz dan itibaren Soğanlı Kültür Merkezinde ve Ördekli Kültür Merkezinde başlayacağını hatırlatmak isterim. Kayıt olmak ve gerek iş yaşamında gerekse özel hayatında duygu ve düşünceleri ifade ederken sözcüklerin ses özelliklerine uygun olarak, vurgu ve tonlama kriterleri içerisinde doğru bir üslupla konuşmak isteyenler yani kısaca Türkçeyi daha etkili ve doğru konuşmak isteyenler aşağıdaki linkten ön kayıtlarını yapıp başvurabilecekleri gibi yine aşağıdaki facebook sayfasından diksiyon kursunu takip edebilirler.




Bende zaten bundan sonraki yazılarımdan birinde sizler ile diksiyon kursu tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Türkçeyi hem sözlü hem de yazılı olarak daha doğru ve etkili kullanma anlamında çıktığım bu yolda henüz daha yolun çok başında olduğumu ve daha katetmem gereken çok yolum olduğunu biliyorum.  Bu konuda bizimle eğitim boyunca tüm bilgi ve tecrübelerini paylaşan ve Türkçenin yaşayan bir dil olduğunu önemle hatırlatıp devamlı çalışmamız gerektiğini de söyleyen Deniz Hanıma da tekrar teşekkür etmek istiyorum.


Tekrar yazımızın ana konusu olan, yürünmeyen yollara dönecek olursak.

Neden yürünmemiş yollar?

Bu şiiri ikinci defa okuduktan sonra bu yazıyı yazmaya karar vermiştim. Başlık olarak da aynı zamanda bu şiirin de başlığı olan, “Anlar” ı düşünmüştüm. Fakat yine başka bir yazıda okuduğum ve Mevlana’ya ait olan, “ Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır." Sözündeki, “Yürünmeyen yollar” kelimelerinin anlam olarak ta bu yazıya daha çok uyacağını ve benim için de, hayatımın geriye kalan kısmında daha yürünecek çok yolum olduğunu da düşünerek yazımın başlığımı bu şekilde yazmaya karar verdim.

Önce isterseniz sizler ile 24 Ağustos 1899’da Buenos Aires’te doğan. Babasının da edebiyatçı olmasının etkisi ile edebiyata yönelen ve 1955 yılında aileden gelen genetik rahatsızlığından dolayı görme duyusunu tümüyle kaybetmesine rağmen üretmekten hiçbir zaman vazgeçmeyen birçok ödül alıp eserleri dünya çapında yayımlanan ve 14 Haziran 1986’da 87 yaşındayken hayatını kaybeden Jorge Luis Borges’in Anlar şiirini paylaşayım.



ANLAR 

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, 
İkincisinde, daha çok hata yapardım. 
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. 
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, 
Çok az şeyi 
Ciddiyetle yapardım. 
Temizlik sorun bile olmazdı asla. 
Daha çok riske girerdim. 
Seyahat ederdim daha fazla. 
Daha çok güneş doğuşu izler, 
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. 
Görmediğim birçok yere giderdim. 
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. 
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. 
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. 
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. 
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. 
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. 
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, 
Gitmeyen insanlardandım ben. 
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. 
Eğer yeniden başlayabilseydim, 
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. 
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. 
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, 
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. 
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum... 
ÖLÜYORUM... 

Borges’sin 85 yaşında ve görme engelliyken yazdığı bu şiirde hepimiz kendimizden bir şeyler bulabiliriz. Hayatlarımız şehrin telaşı ve karmaşası, iş yaşantısının stresi içerisinde, denemekten ve hata yapmaktan kaçarken. Hayatın her alanında iş, sağlık, özel hayat fark etmez, her daim mükemmel ve kusursuz olmaya çalışırken. Elimizdeki, gözümüzün önündeki pek çok değerin, güzelliğin kıymetini bilemeden, bu güzellikleri doyasıya yaşayamadan yitip gidiyor.


Gelin bu şiiri okuduktan sonra birbirimize daha çok selam verelim. Kafamızı önümüzden kaldırıp etrafımızdaki güzel şeylerin farkına verelim. Sadece kendimiz ve ailemiz için değil, toplum için, tüm insanlık için faydalı bir şeyler yapalım. Yeni yerler keşfedelim. Yeni insanlar ile tanışalım. Daha çok okuyalım daha çok gezelim. Sevdiklerimizin kıymetini yaşarken bilelim. Çocuklarımız ile daha çok vakit geçirelim.

Ben mi? Başlıkta da yazdığım gibi, henüz yürünmeyen ve yürünecek yollarım var…

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, hoşça kalın.


Hakkı Şenkeser

Yorumlar