Bloğumu takip
eden arkadaşlarım hatırlayacaktır. Geçtiğimiz Haziran ayının son yazısı, “Koşuyorum”
olmuştu. Bu yazımda koşmaya nasıl başladığımdan ve koşmanın hayatımda önemli
bir yer edinmesinde, Adım Adım ile birlikte ülkemizin güzide sivil toplum
kuruluşları için yaptığımız yardımseverlik koşularının önemli bir yeri
olduğundan bahsetmiştim.
Oradan
sorduğunuzu duyar gibiyim. Yardımseverlik koşusu nedir? Adım Adım kimdir?
Bu yazıyı
yazmak için bilgisayarımın başına oturduğumda hem yardımseverlik koşusunun
tanımını yapmayı hem de Adım Adım’dan bahsetmeyi düşünüyordum. Adım Adım ile
yolumun kesişmesi, hem bireysel hem de Coats Türkiye kurumsal takımımız ile
yaptığımız yardımseverlik koşuları hakkında yazarken, açıkçası Adım Adımın bu
yazının paragrafları içerisine sıkışmasını istemediğim için Adım Adımı dilim
döndüğünce ayrı bir konu başlığında sizler ile paylaşmamın daha doyurucu
olacağını düşünüyorum.
Bu küçük
açıklamayı da yaptıktan sonra tekrar yazımın başlığına yani yardımseverlik koşusuna
dönebilirim.
Yardımseverlik
koşusu nedir? Adım Adımın resmi web sitesinde de tanımını yaptığı gibi, başta
koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar
aracılığıyla sivil toplum kuruluşları için kaynak yaratma metodudur.
Bu yöntem
ile koşucular, Adım Adım bünyesine katılan sivil toplum kuruluşlarının toplum
yararına yaptığı projeleri inceler. İlk ağızdan yani STK sorumlularından
koşarak destekleyecekleri projenin detaylarını, ne amaçla, kimin için
koşulacağını dinler, öğrenir ve sorular sorarlar.
Koşucu, bu
projelerin içerisinden kendine yakın bulduğu sivil toplum kuruluşunu seçer.
Artık o sivil toplum kuruluşunun gönüllü bir elçisi olmuştur. Şimdi tüm bu
öğrendiklerini tüm sosyal çevresi ile paylaşma vakti gelmiştir. Koşuya
katılmadan önce hangi sivil toplum kuruluşu için ne amaçla koştuğunu tüm
çevresine, iş arkadaşlarına, yakınlarına anlatır. Giydiği sivil toplum
kuruluşuna ait olan forma ile görsel farkındalık yaratır. Duyurularını e-posta
üzerinden yapar ve duyurularında destekledikleri sivil toplum kuruluşlarının
projelerine bağış çağrısında bulunurlar. Bağışlar doğrudan doğruya ilgili sivil
toplum kuruluşunun, ilgili proje için açılan resmi banka hesabına yapılır. Yani
elden para toplama diye bir şey söz konusu değildir. Bu şekilde bağışçı,
bağışladığı paranın doğrudan amaca yönelik olarak kullanılacağını ve
desteklediği sivil toplum kuruluşuna ulaştığını bilir.
Daha sonra
yazacağım Adım Adım başlıklı yazımda bu konuların üzerinden biraz daha detaylı
geçmeyi düşünüyorum.
Benim
yolumun Adım Adım ile kesişmesi ve bu sayede yardımseverlik koşularına başlamamın
da sizler ile paylaşmak istediğim güzel bir anısı var.
Daha önceki
koşuyorum başlıklı yazımda da bahsetmiştim. Coats Türkiye içinde kurduğumuz
kurumsal koşu takımımız ile 2014 yılında Kıtalararası İstanbul Maratonuna
katılmış, öncesinde Bursa Soğanlı Botanik Parkında Pazar sabahı antrenmanları
yapmış ve 20 kişilik takımımız ile yaptırdığımız kurumsal takım formalarımız
ile İstanbul’da koşmuştuk.
Koşu sonrası
Bursa’ya döndüğümüzde, hiç unutmuyorum. Şirketimizin İstanbul çalışanlarından
Pınar Ünen Hanım beni tebrik etmek için aramış ve yönümüzü iyilik peşinde
koşmaya çevirmemize, yardımseverlik koşularına başlamamıza vesile olan o sözü
söylemişti.
“ Hakkı,
neden bir amaç için koşmuyoruz?”
Bu söze o an
için nasıl bir karşılık vereceğimi bilememiştim. Çünkü bir amaç için koşuyor
olmak o an bana bir şey ifade etmemişti. Kendisine;
“ Pınar
hanım, bir amaç peşinde koşmak? Hiçbir bilgim yok. İlk defa sizden duyuyorum.”
Dediğimde,
bana bunu İstanbul’da yapanlar olduğunu duyduğunu ama isimlerini
hatırlayamadığını ve kurum olarak toplum yararına böylesine güzel oluşumların
içerisinde yer alabileceğimizi söylediğinde, kendisine çok teşekkür ederek
araştıracağımı söyledim.
Muhtemelen Pınar
Hanım o gün bana tam olarak ismini hatırlayamasa da Adım Adımı tarif etmişti. Buradan
tekrar kendisine selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Ben o görüşmemiz üzerine
hiç vakit kaybetmeden web de bir araştırma yaptım. Arama motoruna yazdığım, bir
amaç için koşmak başlığı hemen karşılığını bulmuştu.
Karşıma çıkan Adım Adımı
detaylı bir şekilde inceledim. Oluşumun yaptığı etkinlikler beni fazlası ile
etkilemeye yetmişti. Konu ile ilgili elden ettiğim bilgileri hem Pınar Hanım
ile hem de şirket yönetimimiz ile paylaştım.
Adım Adım
ile ilk iletişimimi, buradan kulaklarını çınlatıp kendisine selamlarımı da
gönderdiğim. İstanbul’dan sevgili Yasemin Sezengöz ile olmuştu. Kendisi bana bu
konuda çok yardımcı olmuş ve kendisine kurumsal takım kurup koşacağımızı
söylediğimde beni Adım Adımın kurumsal takımlar koçu Burcu Alpaykut’a
yönlendirmişti. Antrenmanlar konusundaki desteğimiz ise sevgili Memnune Bozoğlu'ndan gelmişti. Buradan ayrıca Burcu’ya da çok teşekkür ediyorum. Kurumsal takımımızı
kurup TEGV için yaptığımız ilk yardımseverlik koşumuza kadar bize sağ olsun her
türlü desteği verdi. Yardımseverlik koşumuz öncesinde de hem antrenmanlarına
katılıp hem de Adım Adımı daha iyi tanımam konusunda bana yardımcı olabilecek
Adım Adım Bursa oluşumundan bahsedip, oluşumu Bursa’da yaygınlaştırmak için
eşiyle birlikte büyük bir çaba ve gayret gösteren Ayşen Aygen ile iletişim
kurabileceğimden bahsetti.
Ayşen Aygen
ve Ahmet Aygen. Her ikisinin de kalbimde çok özel yerleri var. Hem benim Adım
Adımı bu denli özümseyip, yardımseverlik koşusunu bir yaşam biçimi olarak sahiplenip,
devam ettirmemdeki emekleri hem de topluma ve sosyal çevremize karşı olan
sorumluluklarımızı yerine getirmemiz konusunda Adım Adım gibi müthiş faydalı
olduğunu düşündüğüm bir oluşumun Bursa ayağını bu günlere taşımak konusunda
gösterdikleri müthiş çaba ve fedakârlıkları için. Buradan kendilere selamlarımı
ve sevgilerimi iletiyorum.
2015 yılının
Mart aylarıydı. Adım Adım Bursa henüz çok daha yeni Botanik Parktaki
antrenmanlarına başlamıştı. Daha önceden Mudanya’da Cumartesi sabahları koşan
gurup, Bursa’da daha çok tanınmak ve yaygınlaşmak amacıyla şehir merkezine
yakın olmak amacı ile Botanik Parkta cumartesi sabahları koşmaya karar
vermişti.
Ayşen ile
ilk konuşmamızda beni Cumartesi sabahı antrenmanına davet etmişti. Katıldığım
bu ilk Adım Adım Bursa Cumartesi sabahı antrenmanında bugünkü Adım Adım Bursa
Komite üyesi arkadaşlarımdan Ayşen ve Ahmet Aygen, Yalçın Balcı, Celil Akman
ile tanışmıştım. Bugün bile hatırladığım ilk antrenmanımda bana sevgili Ayşen
ilk AA baskılı üzerinde iyilik peşinde koş yazan kırmızı formamı vermişti.
Daha sonra
bugüne gelene kadar büyüyen Adım Adım Bursa komitesi, aramıza katılan
arkadaşlarımız, Serdar Özkaleli ağabeyimiz, Nermin Atalay, Mehmet Çatalağaç,
Emre Mollaahmetoğlu ve son olarak geçtiğimiz aylarda aramıza dahil olan Seçil
Kılıç ve Müfit Omaç ile birlikte daha da büyüyerek en önemlisi güçlenerek çalışmalarına devam etmiştir.
İlk antrenmanlarında küçük bir
gönüllü gurubu ile koşan AA Bursa takımı ise bugün Cumartesi sabahları Soğanlı
Botanik Parkta, Çarşamba akşamları Dikkaldırım Mihraplı Parkta koşan kocaman
bir aile haline gelmişti.
Buradan tüm
komite üyesi ve Adım Adım Bursa gönüllüsü birlikte koştuğumuz ya da koşmayı
düşündüğümüz tüm arkadaşlarıma, sevgili gönüllü kardeşimiz Mümin Yakçık’ın çok
beğendiğim ve bu oluşuma çok yakıştığını düşündüğüm söylemi ile “Adım Adım
Bursa Aileme.” Selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Adım Adım
ile ilk yardımseverlik koşumuzda yine kurduğumuz kurum takımı ile TEGV, Türkiye
Eğitim Gönüllüleri Vakfı için olmuştu. Bu anlamda hem gönüllüsü olarak ilk
koştuğum STK olması. Hem de projesi olan
“Benim Adım Türkiye” projesi kapsamında, 6-14 yaş aralığında ilköğretim çağındaki 17.000 çocuğumuzun,
Türkiye’nin 7 Bölgesinde bulunan Öğrenim Birimlerinde (Edirne, Rize, Erzincan, Mersin, Denizli,
Nevşehir, Diyarbakır) 2 yıl süre ile eğitim desteğini sağlamaya yönelik projesi
için yani geleceğimiz olan çocuklarımız için koşuyor olmamız. Hem toplumda hem
de sosyal çevremizde farkındalık yaratarak bağış topladığımız bir proje olması
sebebi ile benim içim özel bir yere sahiptir.
TEGV, Benim Adım
Türkiye projesi için 2015 İstanbul Maratonunda koşmaya karar verdiğimiz andan itibaren
bize her türlü desteği veren projelerini anlatan, tüm kampanya süresi boyunca
hem bireysel olarak bana hem kurumsal takımımıza destekte bulunan sevgili
dostlarımız Özcan Köse’ye, Aytül Çınar’a, İlkay Vural’a ve Merve Aksu’ya da
buradan selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Sonrasında hem kurum
hem de bireysel olarak AKUT, AÇEV ve KAÇUV yararına koştuğumuz 3 yardımseverlik
koşusu daha yaptık.
2016 Mart ayında Runatolia
koşusunda AKUT, “Her Adım Bir Nefes” projesi için,
2016 Kasım ayında
İstanbul Maratonunda AÇEV, “Okuyan Bir Gelecek Adımlarınızla Gelecek” projesi
için.
2017 Mart ayında
Runatolia koşusunda KAÇUV, “Koş Destek Ol, Bir
Çocuğa Umut Ol” projesi için yardımseverlik koşuları yaptık. Kampanyamızın başlangıcını da Marmara bölgesinin ve Bursa'nın zirvesinde 2543 metre rakımda yaptık.
Her bir
koşumuzda birbirinden değerli Adım Adım gönüllüsü arkadaş ile tanıştık. Buradan
AKUT gönüllüleri sevgili Jülide Ergin’e, Güneş Merve Akyol’a selamlarımı
gönderirken Rahmetli Murat Bakan’ı sevgiyle anıyorum. AÇEV için yaptığımız
yardımseverlik koşusunda birlikte çalıştığımız sevgili Özlem Bahar Öç’e, Cenk Kansak’a
ve Beril Güzelkızı’na, TOG vakfından sevgili Mehmet Bahadır Teke’ye ve Adım
Adım kurucu üyelerinden sevgili Itır Erhat’a ve buradan ismini yazamadığım tüm
Adım Adım gönüllüsü arkadaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Yine Coats
Türkiye kurumsal takımımız ile yaptığımız yardımseverlik koşularındaki
destekleri, en küçük ayrıntıyı hesap eden, bitip tükenmeyen enerjisi ile perde
arkasında çalışan ve desteğini esirgemeyen sevgili Sibel İstanbullu ablamıza.
Yine
kurum çalışanlarımızdan, eğitim geliştirme uzmanımız Gülden Çevik’e hem destekleri
hem de kurum içi sosyal kulüplerin kurulması aşamasındaki yardım ve destekleri için.
Ayrıca hem koşuya başlamamız konusundaki destekleri ve olumlu yönlendirmeleri
hem de tüm sosyal sorumluluk projeleri ve kurum içi aktiviteler konusundaki
destekleri için Celil Zeki beye ve birlikte koştuğum takım arkadaşlarıma maddi ve manevi destekleri için tüm Coats Türkiye
çalışanlarına da teşekkürlerimi ve selamlarımı iletiyorum.
Yazımı
çok sevdiğim ve sıkça da kullandığım. Ozan Can Sülüm’ün “Başkası İçin Koş”
yazısında paylaştığı;
“Koşuyoruz,
tamam koşalım. Kendimiz için, rekorumuzu geliştirmek için, keyif almak için
koşalım. Ama koşarken aynı anda yardım edebileceğimiz bu kadar fazla insan
varken neden sadece kendimiz için koşalım ki?”
Sözü
ile bitirirken. Hep birlikte sağlık, mutluluk ve huzur ile yapacağımız, nice yardımseverlik
koşularına diyorum.
Bir
sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.
Sevgilerimle.
Hakkı
Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder