Merhaba sevgili arkadaşlarım. Öncelikle hepinizin bayramını
canı gönülden kutluyor ve tüm sevdikleriniz ile birlikte sağlık, mutluluk ve
huzur içerisinde nice bayramlar diliyorum.
Geçtiğimiz Ramazan bayramında yazdığım, “Bayram Yazısı”
başlıklı yazıma, “Nerede o eski bayramlar?” diyerek, başlamayacağımı yazmıştım.
Fakat yazının seyri beni yine eski bayramlara götürüvermişti.
Kurban bayramı bana Ramazan bayramından daha bir bayram gibi
geliyor. Bilmem siz ne düşünüyorsunuz? Hemen sebebini yazayım belki sizde bana
hak verirsiniz.
Ülkemizde biliyorsunuz bayram tatilleri uzun olur. Genelde
10 günden aşağı bayram tatili yapılmaz. Hoş ben uzunca yıllar özel sektörde
çalışmış biri olarak bu kadar uzun bayram tatili yaptığımı da hatırlamam. Hatta
işverenlerin çoğu kez bayram tatillerinin son günü çalışanlarını mesaiye
çağırdığını da bilirim. Uzun bayram tatili genelde kamu çalışanlarına yani devlet
memurlarınadır. Kendi işinin sahibi, serbest meslek sahiplerinin de o kadar
uzun tatil yapma lüksleri yoktur. Bayram sonrası işlerinin başına dönerler.
Hoş, gelişmekte olan bir ülke olarak bu kadar uzun bayram
tatili, iş ve emek gücü kaybı ne kadar doğru? Biz bu kadar uzun tatil yapacak
kadar zengin bir devlet miyiz? Orası ayrı bir tartışma konusu.
Her neyse biz yine bayram yazımıza dönelim. Ne diyordum?
Kurban bayramı, Ramazan bayramına göre bana daha bir bayram gibi geliyor. Uzun
Ramazan bayramını fırsat bilen vatandaşlarımız çoğu kez aylar öncesinden
yaptıkları rezervasyonlar ile tatil beldelerine akın ediverir. Sokaklar
bomboştur. Bayram sabahı sokaklarda şeker toplayan, zile basan çocukları eskisi
kadar sık göremezsiniz. Çünkü aileleri ile birlikte şehir dışına çıkmışlardır.
Caddeler çoğu kez bomboştur.
Normal zaman da yoğun olan trafikten ise eser
yoktur. Bayram mesajlaşmaları genelde sosyal medya vasıtası ile olur. Hâlbuki
Ramazan ayının bir diğer adı da bizim adetlerimizde şeker bayramıdır. Tatlılar
yapılır bayram öncesi. Bayram ziyaretlerinde kahve ile ikram edilir. “ Tatlı
yiyelim. Tatlı konuşalım.” Deriz. Ama bayram ziyaretleri olmayınca tatlı
sohbetler de olmuyor ki!
Kurban bayramı ise Ramazan bayramından çok daha farklıdır.
Daha arife öncesi hali vakti yerinde olanları kurban telaşı sarıverir. Bayramın
birinci ve diğer günleri kurbanlar kesilir. Kesilen bu kurban etleri durumu iyi
olmayanlar ile de paylaşılır. İnsanlar kurban pazarlarında, kesim bölgelerinde,
kurban etini dağıtırken birbirleri ile bayramlaşırlar. Yüzlerden tebessüm eksik
olmaz. Çocuklar ise Ramazan bayramının aksine bu sefer sokaktadırlar. Zillere
basar şeker ve harçlık toplarlar. Caddeler yine kalabalıktır. Kurban telaşını
atlatan yakınlarına ziyarete gider. Bayramlaşır tatlı yiyip, tatlı sohbetler
yaparlar. Belki yine tatil programı yapan insanlar vardır ama inanın Ramazan
bayramına göre daha azdır.
Ne dersiniz, bana hak verdiniz mi?
Yarın bayram. Herkese sevgi dolu mutlu bayramlar diliyor ve
AMAN diyorum. Yola çıkacaklar, LÜTFEN trafik kurallarına uyun. UNUTMAYIN
diyorum. Büyüklerinizi ziyaret etmeyi, ellerini öpmeyi ihmal etmeyin. Ah
rahmetli babam sağ olsaydı mübarek ellerinden öpebilseydim. VE çocuklar! Bayram
asıl onlara bayram. Onları unutmayın onlar ile gülün eğlenin, bolca vakit ayırın…
Sevgilerimle…
Hakkı Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder