Backpacker, Sırt Çantalı



Az önce web de, “Türklerden neden “backpacker” çıkmıyor?” başlıklı ilgi çekici bir yazı okudum. Sırt çantasıyla dünyayı gezen satırların sahibi seyahatlerinde çok fazla Türk gezgine rastlayamadığından dem vurmuş.

Peki, nedir bu backpackers?



Türkçeye çevrilişi “sırt çantalı, sırt çantasıyla gezen kimse” olan backpacker’lik çok beğendiğim bir tabirle dünya vatandaşı olma çabasıdır. Her ne kadar hedefleri biz dağcılara göre farklı da olsa backpacker’lar ile temelde pek çok ortak noktamız vardır. Sonuçta biz de sırt çantalarımız ile seyahat ederiz. Her türlü yiyecek, içecek, giyim malzemelerimiz, çadırımız ve uyku tulumumuz sırt çantalarımızın içerisindedir.

Sırt çantalarımız ile çıktığımız bu yolculuklarımız da onların hedefi seyahat etmek, daha az harcayıp daha çok gezmektir. Bizim hedefimiz ise sırt çantamız ve tüm ekipmanlarımızla kısa bir seyahat sonrasında dağın zirvesine çıkmaktır.

Ama hedefiniz ne olursa olsun. İster bir dağın zirvesine çıkmak olsun ister memleketimin ya da dünyanın bir bölgesine gitmek olsun, sırt çantasıyla gezmek, seyahat etmenin en keyifli yolu.

Sırt çantasıyla tanışmam, dağcılıktan çok daha önce doğa yürüyüşü yapmaya başladığım dönemlerdir. Okul ve askerlik dönemindeki sırt çantalarımızı saymazsak eğer J

İlk doğa yürüyüşüne katıldığım zamanı hiç unutmam. Sırt çantası ile yürümek bana müthiş bir özgürlük hissi vermişti. Yiyeceğim, içeceğim, yedek kıyafetlerim, bıçağım kısaca ihtiyacım olacak her şeyimi sırtımda taşıyıp bir yandan özgürce yürüyecektim.

O günden bu güne çantamın boyutları büyüdü. Artık içerisine çok daha fazla malzeme koyuyor temel tüm ihtiyaç malzemelerimi, kamp ocağımı, tenceremi, tavamı, çadırımı, uyku tulumumu, tırmanışa ya da mevsime uygun teknik malzemelerimi sırt çantamda taşıyorum.

Üstelik bu şekilde dünyayı gezebilmeyi, dağcılığın yanına bir de backpacker’lığı ekleyebilmeyi de çok istiyorum.

Bu şekilde gezenlerin “backpacker ruhu” diye adlandırdıkları güzel de bir söylemleri var. Madde madde de sıralıyorlar üstelik. Ve hepsi de birbirinden güzel ve ilgi çekici tespitler. Ben de burada sizler için birkaç tanesini sıralayıvereyim.

Yürüyerek git, bisikletle git, motorla git, arabayla gez, karavanla takıl, uçakla uç, tekneyle kaç, tur şirketiyle git fark etmez, bize göre backpacker ruhu ihtiyaçları küçültme, gezegenimizi anlamaya çalışma, farklılıklara saygı duyarak sınırsız ve kimliksiz ortaklıklarımıza yoğunlaşma, paylaşma ve “Dünya Vatandaşı olma çabasıdır.

Ucuzun değil de, ekonomik seyahatin ve ekonomik yaşamın peşinde olduğunuzu söyleyebiliriz. Daha az para harcayıp, daha çok gezmek; gezdiğimiz şehirlerin damarlarına inmek isteriz biz.
Dilimiz, dinimiz, kültürümüz çeşitlidir. Çevreciyiz, hayvan severiz, doğaya aşığız, e şehirlerle de aramız iyidir, ara sokakları çok iyi biliriz. Irkçı değilizdir, olamayız, renklere ve renkliliğe saygı duyar, herkesi ve her şeyi sevmeye, anlamaya çalışırız. Her insanın ayrı bir hikâyesi olduğuna inanıp benzerliklerimize şaşırır, farklılıklarımızı yaşatmaya çalışırız.
Bu maddeler uzayıp gidiyor. Eğer bu maddelerden bir ya da bir kaçı size yabancı gelmiyor ve siz de, gezmeyi, yeni yerler görmeyi, doğayı ve içerisinde ki tüm canlıları seviyor, temel ihtiyaçlarımızı hiçbir lüks talebiniz olmadan kendimiz kolaylıkla her yerde karşılayabiliyoruz diyorsanız ve tüm bunları sırtınızda taşıdığınız bir sırt çantası ile yapıyorsanız sanırım sizde bir sırt çantalısınız.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın…

Hakkı Şenkeser.

Yorumlar