Başkası İçin Koş!



Bloğumu takip eden arkadaşlarım hatırlayacaktır. Geçtiğimiz günlerde sizlerle  “Ben Gönüllüyüm” başlıklı bir yazı paylaşmış ve yazımda gönüllülüğün kısa bir tanımını yapıp, nasıl gönüllü olduğumdan bahsetmiştim.



Sizlerin de bildiği, bloğum da paylaştığım yazılardan da gördüğünüz ve okuduğunuz üzere elimden geldiğince toplum yararına gönüllü faaliyetlerin içerisinde yer almaya gayret ediyorum. Umarım Adım Adım ile birlikte devam eden gönüllülük faaliyetlerimin yanına önümüzdeki günlerde Habitat Derneği ile “Finansal Okur Yazarlık, Paramı Yönetebiliyorum” konularında toplum yararına, gönüllü eğitmenlik ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile de yine gönüllü etkinliklerin içerisin de yer alacağım diğer gönüllülük faaliyetlerini de ekleyeceğim.



Sizlere şimdilik haberini verdiğim, Habitat ve TEGV ile gerçekleştireceğim gönüllülük projeleri ile ilgili detayları yine önümüzdeki günlerde sizler ile daha detaylı paylaşacağım.

Ben gönüllüyüm. Başlıklı yazımda, iyilik peşinde koştuğumdan, koşarak yardımseverlik koşuları yaptığımdan bahsetmiştim. Bazılarınızın “Koşarak gönüllülük mü olur?” dediğinizi oralardan duyar gibiyim. Bal gibi de oluyor. Detaya girmeden önce sizler ile çok sevdiğim ve her fırsatta sıkça da paylaştığım bir alıntıyı paylaşmak isterim.

Ozan Can Sülüm’ün “Başkası İçin Koş” başlıklı yazısında bizler ile paylaştığı, “Koşuyoruz, tamam koşalım. Kendimiz için, rekorumuzu geliştirmek için, keyif almak için koşalım. Ama koşarken aynı anda yardım edebileceğimiz bu kadar fazla insan varken neden sadece kendimiz için koşalım ki?”


Daha önceki yazılarımdan, “Koşuyorum” başlıklı yazımda koşmaya nasıl başladığımdan ve koşmanın hayatımda önemli bir yer edinmesinde, Adım Adım ile birlikte ülkemizin güzide sivil toplum kuruluşları için yaptığımız yardımseverlik koşularının önemli bir yeri olduğundan bahsetmiştim.

Oradan sorduğunuzu duyar gibiyim. Yardımseverlik koşusu nedir? Adım Adım kimdir?

Yardımseverlik koşusu Adım Adımın resmi web sitesinde de tanımını yaptığı gibi, başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet, dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla sivil toplum kuruluşları için kaynak yaratma metodudur.


Bu yöntem ile koşucular, Adım Adım bünyesine katılan sivil toplum kuruluşlarının toplum yararına yaptığı projeleri inceler. İlk ağızdan yani STK sorumlularından koşarak destekleyecekleri projenin detaylarını, ne amaçla, kimin için koşulacağını dinler, öğrenir ve sorular sorarlar.

Koşucu, bu projelerin içerisinden kendine yakın bulduğu sivil toplum kuruluşunu seçer. Artık o sivil toplum kuruluşunun gönüllü bir elçisi olmuştur. Şimdi tüm bu öğrendiklerini tüm sosyal çevresi ile paylaşma vakti gelmiştir. Koşuya katılmadan önce hangi sivil toplum kuruluşu için ne amaçla koştuğunu tüm çevresine, iş arkadaşlarına, yakınlarına anlatır. Giydiği sivil toplum kuruluşuna ait olan forma ile görsel farkındalık yaratır. Duyurularını e-posta üzerinden yapar ve duyuruların da destekledikleri sivil toplum kuruluşlarının projelerine bağış çağrısında bulunurlar. Bağışlar doğrudan doğruya ilgili sivil toplum kuruluşunun, ilgili proje için açılan resmi banka hesabına yapılır. Yani elden para toplama diye bir şey söz konusu değildir. Bu şekilde bağışçı, bağışladığı paranın doğrudan amaca yönelik olarak kullanılacağını ve desteklediği sivil toplum kuruluşuna ulaştığını bilir.


Benim yolumun Adım Adım ile kesişmesi ve bu sayede yardımseverlik koşularına başlamamın da sizler ile paylaşmak istediğim güzel bir anısı var.

Daha önceki koşuyorum başlıklı yazımda da bahsetmiştim. Coats Türkiye içinde kurduğumuz kurumsal koşu takımımız ile 2014 yılında Kıtalararası İstanbul Maratonuna katılmış, öncesinde Bursa Soğanlı Botanik Parkında Pazar sabahı antrenmanları yapmış ve 20 kişilik takımımız ile yaptırdığımız kurumsal takım formalarımız ile İstanbul maratonun da koşmuştuk.


Koşu sonrası Bursa’ya döndüğümüzde, hiç unutmuyorum. Şirketimizin İstanbul çalışanlarından Pınar Ünen Hanım beni tebrik etmek için aramış ve yönümüzü iyilik peşinde koşmaya çevirmemize, yardımseverlik koşularına başlamamıza vesile olan o sözü söylemişti.

“ Hakkı, neden bir amaç için koşmuyoruz?”

Bu söze o an için nasıl bir karşılık vereceğimi bilememiştim. Çünkü bir amaç için koşuyor olmak o an bana bir şey ifade etmemişti. Kendisine;

“ Pınar hanım, bir amaç peşinde koşmak? Hiçbir bilgim yok. İlk defa sizden duyuyorum.”

Dediğimde, bana bunu İstanbul’da yapanlar olduğunu duyduğunu ama isimlerini hatırlayamadığını ve kurum olarak toplum yararına böylesine güzel oluşumların içerisinde yer alabileceğimizi söylediğinde, kendisine çok teşekkür ederek araştıracağımı söylemiştim.

Muhtemelen Pınar Hanım o gün bana tam olarak ismini hatırlayamasa da Adım Adımı tarif etmişti. Buradan tekrar kendisine selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Ben o görüşmemiz üzerine hiç vakit kaybetmeden web de bir araştırma yaptım. Arama motoruna yazdığım, bir amaç için koşmak başlığı hemen karşılığını bulmuştu.

Karşıma çıkan Adım Adımı detaylı bir şekilde inceledim. Oluşumun yaptığı etkinlikler beni fazlası ile etkilemeye yetmişti. Konu ile ilgili elden ettiğim bilgileri hem Pınar Hanım ile hem de şirket yönetimimiz ile paylaştım.

Bundan sonrasını zaten çok iyi biliyorsunuz. Hem bireysel hem de kurum olarak Adım Adım ile birlikte bizde yardımseverlik koşularına başladık. O günden bu yana ülkemizin birbirinden değerli her biri toplum yararına harika projeler üreten sivil toplum kuruluşları yararına iyilik peşinde koştuk.



Sadece şikâyet etmedik. Gücümüz yettiğince, elimizden geldiğince değiştirmeye çalıştık. En azından değiştirmek için çaba gösterdik.
Sizlere, hep birlikte sağlık, mutluluk ve huzur içerisin de yapacağımız, sadece şikayet etmeyip elbirliği ile değiştirmek için destek olacağımız nice yardımseverlik koşularına diliyorum..

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.

Sevgilerimle.



Hakkı Şenkeser.

Yorumlar