Bloğumu takip eden arkadaşlarım
hatırlayacaktır. Geçtiğimiz günlerde sizlerle
“Ben Gönüllüyüm” başlıklı bir yazı paylaşmış ve yazımda gönüllülüğün
kısa bir tanımını yapıp, nasıl gönüllü olduğumdan bahsetmiştim.
Sizlerin de bildiği, bloğum da paylaştığım
yazılardan da gördüğünüz ve okuduğunuz üzere elimden geldiğince toplum yararına
gönüllü faaliyetlerin içerisinde yer almaya gayret ediyorum. Umarım Adım Adım
ile birlikte devam eden gönüllülük faaliyetlerimin yanına önümüzdeki günlerde
Habitat Derneği ile “Finansal Okur Yazarlık, Paramı Yönetebiliyorum”
konularında toplum yararına, gönüllü eğitmenlik ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri
Vakfı ile de yine gönüllü etkinliklerin içerisin de yer alacağım diğer
gönüllülük faaliyetlerini de ekleyeceğim.
Sizlere şimdilik haberini verdiğim, Habitat ve
TEGV ile gerçekleştireceğim gönüllülük projeleri ile ilgili detayları yine
önümüzdeki günlerde sizler ile daha detaylı paylaşacağım.
Ben gönüllüyüm. Başlıklı yazımda, iyilik
peşinde koştuğumdan, koşarak yardımseverlik koşuları yaptığımdan bahsetmiştim.
Bazılarınızın “Koşarak gönüllülük mü olur?” dediğinizi oralardan duyar gibiyim.
Bal gibi de oluyor. Detaya girmeden önce sizler ile çok sevdiğim ve her
fırsatta sıkça da paylaştığım bir alıntıyı paylaşmak isterim.
Ozan Can Sülüm’ün “Başkası İçin Koş” başlıklı
yazısında bizler ile paylaştığı, “Koşuyoruz, tamam koşalım. Kendimiz için,
rekorumuzu geliştirmek için, keyif almak için koşalım. Ama koşarken aynı anda
yardım edebileceğimiz bu kadar fazla insan varken neden sadece kendimiz için
koşalım ki?”
Daha önceki yazılarımdan, “Koşuyorum” başlıklı
yazımda koşmaya nasıl başladığımdan ve koşmanın hayatımda önemli bir yer
edinmesinde, Adım Adım ile birlikte ülkemizin güzide sivil toplum kuruluşları
için yaptığımız yardımseverlik koşularının önemli bir yeri olduğundan
bahsetmiştim.
Oradan sorduğunuzu duyar gibiyim.
Yardımseverlik koşusu nedir? Adım Adım kimdir?
Yardımseverlik koşusu Adım Adımın resmi web
sitesinde de tanımını yaptığı gibi, başta koşu olmak üzere yüzme, bisiklet,
dağcılık gibi dayanıklılık gerektiren sporlar aracılığıyla sivil toplum
kuruluşları için kaynak yaratma metodudur.
Bu yöntem ile koşucular, Adım Adım bünyesine
katılan sivil toplum kuruluşlarının toplum yararına yaptığı projeleri inceler.
İlk ağızdan yani STK sorumlularından koşarak destekleyecekleri projenin
detaylarını, ne amaçla, kimin için koşulacağını dinler, öğrenir ve sorular
sorarlar.
Koşucu, bu projelerin içerisinden kendine
yakın bulduğu sivil toplum kuruluşunu seçer. Artık o sivil toplum kuruluşunun
gönüllü bir elçisi olmuştur. Şimdi tüm bu öğrendiklerini tüm sosyal çevresi ile
paylaşma vakti gelmiştir. Koşuya katılmadan önce hangi sivil toplum kuruluşu
için ne amaçla koştuğunu tüm çevresine, iş arkadaşlarına, yakınlarına anlatır.
Giydiği sivil toplum kuruluşuna ait olan forma ile görsel farkındalık yaratır.
Duyurularını e-posta üzerinden yapar ve duyuruların da destekledikleri sivil
toplum kuruluşlarının projelerine bağış çağrısında bulunurlar. Bağışlar
doğrudan doğruya ilgili sivil toplum kuruluşunun, ilgili proje için açılan
resmi banka hesabına yapılır. Yani elden para toplama diye bir şey söz konusu
değildir. Bu şekilde bağışçı, bağışladığı paranın doğrudan amaca yönelik olarak
kullanılacağını ve desteklediği sivil toplum kuruluşuna ulaştığını bilir.
Benim yolumun Adım Adım ile kesişmesi ve bu
sayede yardımseverlik koşularına başlamamın da sizler ile paylaşmak istediğim
güzel bir anısı var.
Daha önceki koşuyorum başlıklı yazımda da
bahsetmiştim. Coats Türkiye içinde kurduğumuz kurumsal koşu takımımız ile 2014
yılında Kıtalararası İstanbul Maratonuna katılmış, öncesinde Bursa Soğanlı
Botanik Parkında Pazar sabahı antrenmanları yapmış ve 20 kişilik takımımız ile
yaptırdığımız kurumsal takım formalarımız ile İstanbul maratonun da koşmuştuk.
Koşu sonrası Bursa’ya döndüğümüzde, hiç
unutmuyorum. Şirketimizin İstanbul çalışanlarından Pınar Ünen Hanım beni tebrik
etmek için aramış ve yönümüzü iyilik peşinde koşmaya çevirmemize,
yardımseverlik koşularına başlamamıza vesile olan o sözü söylemişti.
“ Hakkı, neden bir amaç için koşmuyoruz?”
Bu söze o an için nasıl bir karşılık
vereceğimi bilememiştim. Çünkü bir amaç için koşuyor olmak o an bana bir şey
ifade etmemişti. Kendisine;
“ Pınar hanım, bir amaç peşinde koşmak? Hiçbir
bilgim yok. İlk defa sizden duyuyorum.”
Dediğimde, bana bunu İstanbul’da yapanlar
olduğunu duyduğunu ama isimlerini hatırlayamadığını ve kurum olarak toplum
yararına böylesine güzel oluşumların içerisinde yer alabileceğimizi
söylediğinde, kendisine çok teşekkür ederek araştıracağımı söylemiştim.
Muhtemelen Pınar Hanım o gün bana tam olarak
ismini hatırlayamasa da Adım Adımı tarif etmişti. Buradan tekrar kendisine
selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Ben o görüşmemiz üzerine hiç vakit
kaybetmeden web de bir araştırma yaptım. Arama motoruna yazdığım, bir amaç için
koşmak başlığı hemen karşılığını bulmuştu.
Karşıma çıkan Adım Adımı detaylı bir şekilde
inceledim. Oluşumun yaptığı etkinlikler beni fazlası ile etkilemeye yetmişti.
Konu ile ilgili elden ettiğim bilgileri hem Pınar Hanım ile hem de şirket
yönetimimiz ile paylaştım.
Bundan sonrasını zaten çok iyi biliyorsunuz.
Hem bireysel hem de kurum olarak Adım Adım ile birlikte bizde yardımseverlik
koşularına başladık. O günden bu yana ülkemizin birbirinden değerli her biri
toplum yararına harika projeler üreten sivil toplum kuruluşları yararına iyilik
peşinde koştuk.
Sadece şikâyet etmedik. Gücümüz yettiğince,
elimizden geldiğince değiştirmeye çalıştık. En azından değiştirmek için çaba
gösterdik.
Sizlere, hep birlikte sağlık, mutluluk ve
huzur içerisin de yapacağımız, sadece şikayet etmeyip elbirliği ile değiştirmek
için destek olacağımız nice yardımseverlik koşularına diliyorum..
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça
kalın.
Sevgilerimle.
Hakkı Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder