Merhaba,
“Bitirmem mucize değil. Asıl mucize
başlamak için gösterdiğim cesaret.”
Demiş, John Bingham.
Ben de önümüzde ki Kasım ayında kendi
adıma bu cesareti ikinci defa göstereceğim ve bir kez daha Kıtalar arası
İstanbul Maratonunda koşacağım.
Artık iki aydan biraz daha az kalan
maraton öncesinde hem geçtiğimiz sene yaşadığım ilk maraton tecrübemi tekrar
hatırlamak. Hem de ilk kez maraton koşacak arkadaşlarım ile maraton
tecrübelerimi paylaşmak amacıyla kişisel bloğumun da ilk yazısı olan “İlk
Maratonum” başlıklı yazımı yeni ilaveleri ve yeni başlığıyla, “Maraton Koşmak”
adıyla güncellemeye karar verdim. Sizler ile birkaç bölüm halinde paylaşacağım
yazı dizimi umarım beğenerek ve ilgi ile okursunuz.
Türkiye’de dağcılık yapanlar bilirler,
bir sürü dağ ve zirve tırmanışı yaparsınız ama hedefiniz de ve özleminiz de hep
5137 metrelik rakımı ile Türkiyenin zirvesi, Ağrı dağının zirvesi vardır.
Ben de Türkiyenin pek çok şehrinde yüksek dağ ve zirve tırmanışları yapmama
rağmen, bölgenin terör sebebi ile yasaklı olması sebebi ile henüz Ağrı dağına
çıkamadım. Hala büyük bir özlem ve sabırsızlıkla bölgenin tekrar tırmanışa
açılmasını bekliyorum.
Umarım, 2013 yılından bu yana devam eden bu yasak 2018
yılının yaz ayında sona erecek ve bende koşunun zirvesi olan maratonu
tamamladığım gibi dağlarımızın zirvesi, Ağrı dağının zirvesine de
çıkabileceğim.
Maraton da benim için bir nevi Ağrı
dağının zirvesiydi. Koşmaya başladığım 5 seneden bu yana 10, 15, 21 kilometre,
yarı maraton vs. pek çok koşuya katılıp antrenmanlar yaptım. Her seferinde
maraton koşmayı çok istedim, maratona özlem duydum, maraton koşanları imrenerek
seyrettim.
İlk defa maraton koşmaya ise iki sene önce, 15.11.2015 tarihinde ki İstanbul Maratonu öncesinde karar verdim. Coats Türkiye
Takımı ile birlikte Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) yararına yapacağımız
yardımseverlik koşusunda 42 kilometre koşarak hem farkındalık sağlayacak hem de
toplayacağımız bağışlar ile “Benim Adım Türkiye” projesi kapsamında çocukların
daha iyi ve nitelikli eğitim alabilmesi için, kaynak sağlanmasına destek olacaktık.
Fakat maratondan 2 gün önce babamı kaybetmem
sebebi ile maraton koşma hayalimi o zaman için bir başka bahara bırakmak
zorunda kalmıştım. Aradan geçen birkaç ayın sonrasında yani 2016 yılının ilk
aylarında, 13.11.2016 tarihinde koşulacak 38.İstanbul maratonunda tekrar
maraton koşmaya karar verdim. Üstelik tamda babamın 1.ölüm yıl dönümünde onun
anısına 42’ km. Maraton koşacaktım.
Maraton koşmanın, 42 kilometreyi
tamamlamanın ne kadar zor olduğunu biliyordum. Bunun için hem fiziksel olarak
iyi çalışmak ve antrenman yapmak hem de mental olarak hazır
olmak gerekiyordu.
Ayrıca hâlihazırda ki 103 kilogramlık vücut ağırlığım da
maratonu tamamlayabilmemin önündeki en büyük engellerden biriydi. Bu sebeple
öncelikli olarak maratonu sağlıklı bir şekilde sakatlanmadan tamamlayabilmek
için kendime 88 kilograma düşme hedefini koydum. Bu da bir sene içerisinde 15
kilo vermem gerektiği anlamına geliyordu.
Bu kararımın sonrasında ailem de dahil
olmak üzere çevremdeki birçok insan neden maraton koştuğumu ve bunun çok zor
olduğunu hatta tamamlayamayacağımı söyledi. Ben ise bu soruların tamamına;
JFK’nın çok sevdiğim, kısa ama
içerisin de büyük bir anlam barındıran;
“Bütün bunları kolay oldukları için
değil, aksine zor oldukları için seçtik. “
Evet sevgili arkadaşlarım, "Maraton Koşmak" başlıklı yazımın ikinci bölümünde yarın görüşmek üzere hoşça kalın...
Hakkı Şenkeser
Yorumlar
Yorum Gönder