Niğde Elması




Nereden çıktı bu Niğde elması? Dediğinizi duyar gibiyim. Hadi Niğde gazozunu duyduk ama Niğde’nin elması damı meşhur diyorsunuz belki de. Ama inanın sevgili dostlarım yazmaya, dostları anmaya değer güzel bir hatırası var.

Niğde Aladağlar Emler zirve tırmanışı için sabahın erken saatlerinde vardığımız Niğde otogarından Çamardı, Demirkazık köyüne doğru erkenden yola çıkmıştık. Çamardı’da Mersin’den gelen MERDAK dağcılık kulübü ve kulüp yöneticisi Hüseyin Tunç hocam ile buluşacaktık. Buradan da hep birlikte tırmanış öncesi kamp kuracağımız Sokullupınar kamp alanına doğru traktör ile hareket edecektik.

Çamardı ilçesine vardığımızda saatler öğlen vaktine yaklaşıyordu. Bizi ilçeye getiren minibüsten indiğimizde, inanın kesinlikle abartmıyorum. Neredeyse ilçenin üzerine çöken devasa, muhteşem Demirkazık dağının görüntüsüyle karşılaştık. Umarım bu satırların hemen altında paylaştığım resim sizlere ne demek istediğimi fazlasıyla anlatacaktır.


Demirkazık dağı 3756 metre rakımıyla muhteşem Aladağlar dağ silsilesinin en muhteşem en meşhur aynı zamanda teknik tırmanış gerektiren tırmanışı en zorlu zirvelerinden biri.

Birkaç dakika boyunca büyük bir hayranlıkla izlediğimiz Demirkazık dağının o muhteşem zirvesi bir süre sonra bulutlar ile kaplanıverdi. Bizde birlikte Bursa’dan yola çıktığımız arkadaşım ile birlikte ilçe merkezine doğru olan yürüyüşümüze devam ettik.

İşte yazımın başlığına da ismini de veren Niğde elması ile karşılaşma anımız. Karnımız uzun Bursa Niğde yolculuğu sonrası epeyce acıkmıştı. Yol kenarında bizi hemen bahçe içerisinden, aşarak kaldırım üzerine sarkan dalları kıpkırmızı küçücük elmalar ile dolu bir ağaç karşılamıştı.

Etrafıma bakındım sahibi bahçede gözükmüyordu. Her ne kadar göz hakkı deseler de, sahibinin rızasını almadan daldan o elmayı koparıp yemek içime sinmedi. Ama canım da o kadar çekmişti ki size anlatamam. “Şehir merkezinde bir manavdan elma alırız.” dedim kendi kendime ve yoluma devam ettim.

İlçe merkezine vardığımız da elmayı unutmuştum ama yemek sonrası meşhur Niğde gazozunu içmeyi unutmamıştım. Bursa’dan yola çıkmadan önce Niğdeli sevgili dostum Emre Göksu, bana sıkı sıkı tembihlemiş ve Niğde gazozunu muhakkak içmemi tavsiye etmişti.


MERDAK dağcılık kulübünü Mersin’den getiren aracın da ilçeye gelmesiyle biz de Mersin’li arkadaşların ekibine katılıp Demirkazık köyüne doğru yola çıktık. Burada bizi bir traktör karşılayacak oradan da tırmanış öncesi geceyi geçireceğimiz kamp alanına doğru hareket edecektik.

Demirkazık köyüne ulaşıp çantalarımızı traktöre yüklediğimizde güzel bir sürpriz ile karşılaştım. Bölgede dağcılara yıllardır katır ve traktör desteği veren, Aladağlar emekçisi sevgili Bilal Üçer ağabeyimiz de oradaydı. Bizi kamp alanına o götürecekti. Hemen römorkuna bindiğim traktörden aşağıya atladım ve Bilal ağabey ile sarılarak hasret giderdik.


  

Tekrar traktöre binip yola çıkacakken Bilal ağabey elinde içi neredeyse ağzına kadar elma dolu koca bir kutuyla bize doğru geldi. “Arkadaşlar açsınızdır yoldan geldiniz elmalar sizlere ikramımdır.” Dedi.

Hemen aklıma ilçe girişinde, dalları duvar üzerinden yola sarkmış dalları kıpkırmızı elmalar ile dolu ağaç geldi. Canım çok çekmesine rağmen, sahibiyle helalleşemeyeceğim için daldan elma koparmamış ve yoluma devam etmiştim. İçimden, “Büyüksün Allah’ım.” Dedim.

Yol boyunca, traktör üzerinde kamp alanına doğru ilerlerken Bilal ağabeyin ikram ettiği elmalardan, muhteşem Aladağlar manzarası eşliğinde doya doya yedik. Hayatımda yediğim en lezzetli elmalardı desem kesinlikle abartmış olmam.

Evet, sevgili dostlar işte unutamadığım baktıkça da Niğde’yi, Aladağları, sevgili Bilal ağabeyi, Demirkazık dağını, MERDAK’lı sevgili dostlarımı hatırladığım, Niğde elması hatıram.
Bu vesile ile hepsine selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Emler tırmanışımı? O da başka bir yazımın konusu olsun isterseniz.




Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın…

Hakkı Şenkeser

Yorumlar