Merhaba Arkadaşlar,
Bugün hepinizin de bildiği ve sosyal medya
paylaşımlarından da takip ettiğiniz üzere Dünya Çocuk Hakları Günü. Bende Türkiye
Eğitim Gönüllüleri Vakfı gönüllüsü olarak günün anlam ve önemiyle ilgili 2
farklı yazı kaleme almak istedim. Yazılarımdan ilki tamamen günün anlam ve
önemi ile ilgili olurken ikincisi Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfında çocuklara
yönelik olan eğitim tecrübelerimle ilgili olacak. Umarım her iki yazımı da
sıkılmadan keyifle okursunuz.
Peki, Nedir Dünya Çocuk Hakları Günü ve ne zaman, ne için
ve kim tarafından ilan edilmiştir? Ülkemiz dünyada çocuk hakları konusunda
nerelerdedir?
Öncelikle, “Çocuk Hakları” hem kanunen hem de ahlaki
açıdan dünya üzerinde ki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu bir hak.
İçeriğinde eğitim, sağlık, yaşama, barınma, her türlü cinsel, psikolojik
sömürüye karşı korunma gibi hakların olduğu evrensel bir tanımdır.
Her ne kadar çocuk kavramı toplumların yapılarına,
kültürlerine, inançlarına göre farklı tanımlansa da çocuk hakları sözleşmesine
göre çok daha net ve tüm dünya tarafından kabul edilen bir tanımı vardır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “Ulusal yasalarca daha
genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altında ki her insan çocuk
sayılır.
Çocuğun tanımını kısaca yaptıktan sonra gelelim dünyada
çocuk haklarının ilk ne zaman gündeme geldiğine. Bu konuda okuduğum metinlerde
bir ismin göze çarptığını fark ettim. Janusz Korczak.
Janusz Korczak ismi ile ilgili kısa bir araştırma
yaptığımda ise çok etkileyici bir hayat hikâyesi olduğunu gördüm. Janusz
Korczak’ın kısaca hayat hikâyesine girmeden hemen kısaca çocuk hakları ile
ilgili olan ilişkisine değinmek istiyorum. Leh eğitimci Janusz Korczak 1919
yılında yayınlanan “How to Love a Child”,
“Bir Çocuk Nasıl Sevilmeli, Ailede Çocuk” adlı kitabında ilk defa çocuk
haklarından bahsetmiş ve konuyu gündeme taşıyarak dikkat çekmiştir.
Merak edenler için web de kitap ile ilgili kısa bir
araştırma da yaptım. Kitap ile ilgili olarak “Okuyucu, bu kitaptan; tutkulu,
çıkar kaygısından arınmış, sevgi dolu ve çocuğa saygı duymayı öğrenen bir insan
olarak çıkacaktır.” Yorumu yapılmış. İlk fırsatta bu kitabı temin ederek
okumak istiyorum.
Konumuzdan çok da fazla uzaklaşmadan kısaca Janusz
Korczak ile ilgili birkaç satır kaleme almak isterim. Şöyle ki hayatını
çocuklara adamış bir bilim insanının aynı zamanda çok da trajik bir hayat hikâyesi
var.
Varşova’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Janusz
Korczak ömrünü çocuklara özellikle yetim çocuklara adamış bir eğitimci, doktor
ve yazar. Yaşamı boyunca çocuklara her zaman
önem verilmesi ve saygı gösterilmesi gerektiği inancını savunmuş, yaşamını da bu
inancı doğrultusunda sürdürmüş. 1942
yılında bakımını üstlendiği 200 öksüz Yahudi çocuğuyla birlikte Treblinka
Kampı'nda Naziler tarafından yok edilmiştir.
Dünyada çocuk haklarına dair ilk metin
ise 1917 yılında Proletkult isimli
sosyalist kültür örgütünün Moskova Şubesi tarafından “Çocuk Hakları Bildirgesi”
ismiyle kaleme alınmıştır. Tüm dünya tarafından kabul edilmiş ilk resmi metin
ise 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk
Hakları Bildirisidir
Aynı bildirge BM tarafından kuruluş tarihinde kabul
edilmiş ve 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş
Milletler Çocuk Hakları Bildirisi olarak güncellenmiş ve 20 Kasım 1989
tarihinde daha geniş olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile
değiştirilmiştir. Peki, dünyada şu an geldiğimiz nokta!
İşin ilginç tarafı bu sözleşmeyi dünyada imzalamayan 2 BM
üyesi ülke var. Amerika ve Somali. Tüm dünya tarafından bu konuda eleştirilen
Amerika bu sözleşmeyi neden imzalamaz diyerek kısa bir araştırma daha yaptım.
Amerika, sözleşmenin anne ve babaların haklarını kısıtlayacağını
ve hükümetin aile içi ilişkilere karışmasına izin vereceğini savunuyor. Aynı
Amerika her ne kadar sözleşmeyi imzalamasa da ”Amerika
çocukların iyiliğini ve çıkarlarını koruma taahhüdüne sıkı sıkıya bağlıdır.
Buna çocukları savaş felaketinden korumak da dâhil.” Diyerek ülkesinde
çocukların asker olmasını yasaklamış. Tüm dünya tarafından eleştirilen Amerika’nın
bu tavrı ile ilgili web de daha detaylı yazı ve yorumlara ulaşabilirsiniz.
Gelelim çocuk hakları konusunda
ülkemizin dünyada ki yerine.
Her konuda olduğu gibi çocuk hakları
konusunda da yüce önderimiz Atatürk’ün hakkını vermek gerekiyor. Atatürk’ün, “Vatanı
korumak, çocukları korumakla başlar.” “Çocukları her türlü ihmal ve istismardan
korumalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır.”
Yine Atatürk’e göre “Çocuk sevgisi bir ihtiyaçtır.” Atatürk bu sözlerinin
önemini ispatlarcasına 23 Nisan tarihini Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
olarak ilan etmiş ve sağlığında pek çok çocuğu evlat edinmiştir.
20 Kasım 1989'da Birleşmiş Millet Genel
Kurulu'nda onaylanan Çocuk
Haklarına Dair Sözleşmeyi Türkiye, 29-30 Eylül 1990'da
imzalayıp, 9 Eylül 1994 tarihinde onaylamıştır. Sözleşme 27 Ocak 1995'de ise
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Her ne kadar dünyada çocuk bayramını
kutlayan tek ülke olsak da günümüzde geldiğimiz noktada gelişmiş ülkelerin çok
gerisinde olduğumuzu söylersek yanlış olmaz. Hatta gündemden düşmeyen çocuk
istismarları, kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi, eşit ve adil olmayan
eğitim gibi sayabileceğimiz pek çok ihlalden dolayı çocuk hakları konusunda pek
de örnek bir ülke olduğumuz söylenemez.
Yazıma müsaadenizle gönüllüsü olmaktan
büyük bir gurur duyduğum TEGV den çocukların eğitimi ile ilgili bir slogan ile son
veriyorum.
“Nitelikli Eğitim Bazı Çocukları Değil,
Her Çocuğun Hakkıdır.”
Sevgilerimle
Hakkı Şenkeser
Yorumlar
Yorum Gönder