20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü


Merhaba Arkadaşlar,

Bugün hepinizin de bildiği ve sosyal medya paylaşımlarından da takip ettiğiniz üzere Dünya Çocuk Hakları Günü. Bende Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı gönüllüsü olarak günün anlam ve önemiyle ilgili 2 farklı yazı kaleme almak istedim. Yazılarımdan ilki tamamen günün anlam ve önemi ile ilgili olurken ikincisi Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfında çocuklara yönelik olan eğitim tecrübelerimle ilgili olacak. Umarım her iki yazımı da sıkılmadan keyifle okursunuz.



Peki, Nedir Dünya Çocuk Hakları Günü ve ne zaman, ne için ve kim tarafından ilan edilmiştir? Ülkemiz dünyada çocuk hakları konusunda nerelerdedir?

Öncelikle, “Çocuk Hakları” hem kanunen hem de ahlaki açıdan dünya üzerinde ki tüm çocukların doğuştan sahip olduğu bir hak. İçeriğinde eğitim, sağlık, yaşama, barınma, her türlü cinsel, psikolojik sömürüye karşı korunma gibi hakların olduğu evrensel bir tanımdır.
Her ne kadar çocuk kavramı toplumların yapılarına, kültürlerine, inançlarına göre farklı tanımlansa da çocuk hakları sözleşmesine göre çok daha net ve tüm dünya tarafından kabul edilen bir tanımı vardır.




Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altında ki her insan çocuk sayılır.

Çocuğun tanımını kısaca yaptıktan sonra gelelim dünyada çocuk haklarının ilk ne zaman gündeme geldiğine. Bu konuda okuduğum metinlerde bir ismin göze çarptığını fark ettim. Janusz Korczak.

Janusz Korczak ismi ile ilgili kısa bir araştırma yaptığımda ise çok etkileyici bir hayat hikâyesi olduğunu gördüm. Janusz Korczak’ın kısaca hayat hikâyesine girmeden hemen kısaca çocuk hakları ile ilgili olan ilişkisine değinmek istiyorum. Leh eğitimci Janusz Korczak 1919 yılında yayınlanan “How to Love a Child”,  “Bir Çocuk Nasıl Sevilmeli, Ailede Çocuk” adlı kitabında ilk defa çocuk haklarından bahsetmiş ve konuyu gündeme taşıyarak dikkat çekmiştir.


Merak edenler için web de kitap ile ilgili kısa bir araştırma da yaptım. Kitap ile ilgili olarak “Okuyucu, bu kitaptan; tutkulu, çıkar kaygısından arınmış, sevgi dolu ve çocuğa saygı duymayı öğrenen bir insan olarak çıkacaktır.” Yorumu yapılmış. İlk fırsatta bu kitabı temin ederek okumak istiyorum.

Konumuzdan çok da fazla uzaklaşmadan kısaca Janusz Korczak ile ilgili birkaç satır kaleme almak isterim. Şöyle ki hayatını çocuklara adamış bir bilim insanının aynı zamanda çok da trajik bir hayat hikâyesi var.

Varşova’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Janusz Korczak ömrünü çocuklara özellikle yetim çocuklara adamış bir eğitimci, doktor ve yazar. Yaşamı boyunca çocuklara her zaman önem verilmesi ve saygı gösterilmesi gerektiği inancını savunmuş, yaşamını da bu inancı doğrultusunda sürdürmüş. 1942 yılında bakımını üstlendiği 200 öksüz Yahudi çocuğuyla birlikte Treblinka Kampı'nda Naziler tarafından yok edilmiştir.

Dünyada çocuk haklarına dair ilk metin ise 1917 yılında Proletkult isimli sosyalist kültür örgütünün Moskova Şubesi tarafından “Çocuk Hakları Bildirgesi” ismiyle kaleme alınmıştır. Tüm dünya tarafından kabul edilmiş ilk resmi metin ise 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilen Cenevre Çocuk Hakları Bildirisidir

Aynı bildirge BM tarafından kuruluş tarihinde kabul edilmiş ve 20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi olarak güncellenmiş ve 20 Kasım 1989 tarihinde daha geniş olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile değiştirilmiştir. Peki, dünyada şu an geldiğimiz nokta!


İşin ilginç tarafı bu sözleşmeyi dünyada imzalamayan 2 BM üyesi ülke var. Amerika ve Somali. Tüm dünya tarafından bu konuda eleştirilen Amerika bu sözleşmeyi neden imzalamaz diyerek kısa bir araştırma daha yaptım.

Amerika, sözleşmenin anne ve babaların haklarını kısıtlayacağını ve hükümetin aile içi ilişkilere karışmasına izin vereceğini savunuyor. Aynı Amerika her ne kadar sözleşmeyi imzalamasa da ”Amerika çocukların iyiliğini ve çıkarlarını koruma taahhüdüne sıkı sıkıya bağlıdır. Buna çocukları savaş felaketinden korumak da dâhil.” Diyerek ülkesinde çocukların asker olmasını yasaklamış. Tüm dünya tarafından eleştirilen Amerika’nın bu tavrı ile ilgili web de daha detaylı yazı ve yorumlara ulaşabilirsiniz.

Gelelim çocuk hakları konusunda ülkemizin dünyada ki yerine.

Her konuda olduğu gibi çocuk hakları konusunda da yüce önderimiz Atatürk’ün hakkını vermek gerekiyor. Atatürk’ün, “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar.” “Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumalı ve onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıdır.” Yine Atatürk’e göre “Çocuk sevgisi bir ihtiyaçtır.” Atatürk bu sözlerinin önemini ispatlarcasına 23 Nisan tarihini Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak ilan etmiş ve sağlığında pek çok çocuğu evlat edinmiştir.


20 Kasım 1989'da Birleşmiş Millet Genel Kurulu'nda onaylanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi Türkiye, 29-30 Eylül 1990'da imzalayıp, 9 Eylül 1994 tarihinde onaylamıştır. Sözleşme 27 Ocak 1995'de ise Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Her ne kadar dünyada çocuk bayramını kutlayan tek ülke olsak da günümüzde geldiğimiz noktada gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğumuzu söylersek yanlış olmaz. Hatta gündemden düşmeyen çocuk istismarları, kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmesi, eşit ve adil olmayan eğitim gibi sayabileceğimiz pek çok ihlalden dolayı çocuk hakları konusunda pek de örnek bir ülke olduğumuz söylenemez.

Yazıma müsaadenizle gönüllüsü olmaktan büyük bir gurur duyduğum TEGV den çocukların eğitimi ile ilgili bir slogan ile son veriyorum.


“Nitelikli Eğitim Bazı Çocukları Değil, Her Çocuğun Hakkıdır.”

Sevgilerimle


Hakkı Şenkeser

Yorumlar