Öncelikle Uluslararası akreditasyonlu; “ACSTH ve ICF Professional
Expert Coach” Üniversite akreditasyonlu; “Profesyonel Uzman Koç” Consortium of
Professional Awarding Bodies (COPAB) ve Türkiye Psikologlar ve Psikiyatristler
Derneği akreditasyonlu; “Temel Psikoloji, Kişilik Psikolojisi, Eğitim
Psikolojisi, NLP Uzmanı, Kuantum Düşünce Teknikleri Uzmanı” Mili Eğitim
Bakanlığı (MEB) akreditasyonlu; “Eğiticinin Eğitmeni”, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) akreditasyonlu;
“Mesleki Yeterlilik Ölçme ve Değerlendirme Uzmanı” The Lean Six Sigma Company
akreditasyonlu; “Black Belt” ve son olarak Yönetim Danışmanları Derneğİ Asil
Üyesi (YDD) akreditasyonlu; “Yönetim Danışmanı” olarak koçluk yetkinlik ve
akreditasyonlarım ile ilgili bilgilendirme yaparak konuya girmek isterim. Bu
belge ve akreditasyonların tamamına yazımın sonunda ulaşabileceksiniz.
Neredeyse 30. yılına girdiğim profesyonel mesleki kariyerim
ve güncel EYT, Emeklilikte Yaşa Takılanlar yasası kapsamında emekli olacak ama
“durmak yok, öğrenmeye ve gelişmeye devam” ilkesi ile çalışmaya devam diyerek,
mesleki kariyerimin, en başından bugüne değin süregelen, imalat, ekip ve
performans yönetimi, stratejik planlama konusunda ki tecrübelerimin,
danışmanlık ve koçluk becerilerimin gelişmesine fazlasıyla katkı sağladığını
düşünüyorum.
Profesyonel iş yaşamında, bir imalatın dolayısıyla, üretim
hedeflerinin konuşulduğu ve koşturulduğu bir ortamda, ortak hedefe ve amaca
yönelik çalışmanız ve birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızla takım olmanız
gerekir.
Takımın lideri sizseniz bu süreçte takımın tüm parçalarını yakından izlemeniz gerektiğinde doğru müdahaleler ile onlara destek olmanız yani koç olanız gerekir.
Bunun adı, kimi zaman performanslar düştüğünde performans ve motivasyon koçluğu, kimi zaman çalışma ortamında beklentiler ve geleceğe dönük kaygılar söz konusu olduğunda kariyer koçluğu, kimi zaman kurumsal ölçekte, kalite, israf ve verimlilik söz konusu olduğunda yalın üretim modellerini de uygulayabileceğiniz kurumsal koçluk, kimi zaman da takım üyesinin, iş yaşamının dışında ki problemlerinden kaynaklanan sıkıntılarının, takımı ve hedeflerini olumsuz etkilediğini fark ettiğiniz de yaşam koçluğu, hatta artık çokça etrafımda dile getirdiğim, profesyonel mesleki kariyerimin ile de ilişkilendirdiğim amatör sporcu kariyerimin bir ifadesi olan, kişinin kendini iyi hissetme yani sağlıklı olma halini ifade eden wellness koçluğudur.
Peki Koçluk Nedir?
Koçluk kısaca bireyleri ve kurumsal organizasyonları,
hedefleri ve hayalleri doğrultusunda geleceğe taşımaya odaklanan planlı bir
farkındalık yaratma ve gelişim ilişkisidir.
Dolayısıyla profesyonel koçluk hizmeti alan bireysel
danışanlar ve kurumsal danışanlar ‘mevcut ben’ ve ‘ideal ben’ arasındaki
mesafede yol kat etmeye başladıklarında, geleceğe dönük hayal ve hedeflerine
ulaşmak için kendilerini daha güvenli, hazır ve cesur hissederler.
"Hedefiniz eğer zirveye ulaşmaksa, bazen farklı bir
bakış açısı lazımdır!"
ICF yani, International Coach Federation (Uluslararası
Koçluk Federasyonu) koçluğu şöyle tanımlar;
Günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında, kişisel ve
mesleki potansiyeli maksimize eden, müşteriyi daha fazla düşünmeye teşvik
ederek yaratıcı süreçler içine girmesi için ilham veren, müşteri ile koçun iş
birliği içinde olduğu bir ilişkidir. Koçlar her müşterinin yaratıcı, becerikli
ve bütün olduğuna inanır.
Yine başka bir tabirle koçluk, istenen performansa ulaşmak
için, koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim
ilişkisidir. Kişilerin var olan potansiyellerini ortaya çıkararak, ulaşılabilir
hedeflere ve olasılıklara odaklanan bir öğrenme ve gelişim sürecidir. Bunun
için de koçluk soru sorma sanatıdır.
Koçluk mesleği doğru soruları sormakla başlar. Kendimize
sormaktan kaçındığımız, belki de hiç soramadığımız soruları sorarak kendi
potansiyelimizi keşfetmemizi sağlar. Koçluk sihirli bir değnek değildir. Çözüm
danışanın içinde yani onun potansiyelindedir. Koç burada danışana yol
arkadaşlığı yapar. Çözümü, kendisinin bulması için onu teşvik eder, içinde ki
potansiyelini fark etmesini ya da açığa çıkarmasına yardımcı olur.
Koçun tanımını yaptık. Peki Koç ve Koçluk Ne Değildir?
Öncelikle koç kesinlikle bir psikolog, psikiyatrist ya da
terapist değildir. Bununla birlikte bir sırdaş, kanka, akıl hocası ya da anne
ve baba da kesinlikle değildir. Çünkü koç tavsiyede bulunmaz, akıl vermez ve
öğretmez. Yukarıda koçun tanımını yaparken de dediğimiz gibi, koç doğru
soruları sorarak kişinin doğru cevapları kendisinin bulmasına dolayısıyla
içindeki potansiyeli ortaya çıkarmasına yardımcı olur.
Peki Koç Kime Denir?
Koç, danışanlarının kişi ya da kurum fark etmeksizin özel
ya da profesyonel yaşamlarında kendilerini keşfetmelerine, sorunlarını
çözmelerine ve karşılarına çıkabilecek fırsatları değerlendirmelerine yardımcı
olan kişidir. Bunu da yukarıda yazdığımız gibi danışanını direkt yönlendirmek
yerine doğru soruları sorarak ve yine cevapları da kendisinin bulmasına
yardımcı olarak yaparlar.
Bir dağın zirvesinde olmanın keyfini önce eteklerinde
yürümeden nasıl yaşayabilirsin?
Neresinden bakarsanız bakın müthiş anlamlı bir söz.
Hayatınız, deneyimleriniz ve sonrasın da yaşamayı planladıklarınız hatta
hedefleriniz ile ilgili pek çok şeyi bu kısacık cümlede bulabilmeniz fazlasıyla
mümkün. Dolayısıyla koçluk ve koç kavramı neticesinde ulaşmak istediğiniz nokta
olan zirve kavramı ile de müthiş ilişkili.
Beni yakından tanıyanlar dağları ve dağcılığı ne denli
sevdiğimi dolayısıyla koçluk ile ilişkilendirdiğimi de çok iyi bilirler.
“Dağlar Sessiz Öğretmenlerdir." Dağlar, hayata farklı bir gözle, farklı
bir pencereden bakabilmemi, çok daha fazla olgunlaşma mı, uzun vadede gerçekçi
hedefler koyarak sabırla bu hedefler üzerinde ilerleme mi sağladı. Dolayısıyla
koçluğa bu çerçeveden bakabiliyor olmak koç ve koçluk kavramına bakış açımı da
fazlasıyla geliştirdi.
Dağcılığı ve dağları artık sadece bir spor ya da bir
hobiden daha çok, yaşamıma anlam katan, mücadele gücü ve azmimi geliştiren,
yeni keşifler yapmamı sağlayan bir öğreti olarak görüyorum.
Türk dağcısı Tunç Fındık’ın, 8000/Yüksek Macera isimli
kitabının ön sözünde yazdığı gibi, “Keşif olayı Amerika’yı keşfetmek kadar
büyük olmak zorunda değildir.” İnsan ruhu zorluklarla mücadele etmeye ve keşif
yapmaya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla bir koç olarak kazandığım bu öğretileri ve
neticesinde elde ettiğim deneyimlerimi koçluk yetkinliklerim olarak kullanmaya
da gayret ediyorum.
"Dağlar Sessiz Öğretmenlerdir"
Demiştim ya. İşte dağlar size yüzleşmeyi, mücadele etmeyi
ve asla vazgeçmemeyi öğretir. Bir koç da dağcı gibidir. Sabırlıdır. Asla
vazgeçmez. İyi bir dinleyicidir. Doğru soruları sorar.
Biz dağcılar çok iyi biliriz. Dağ izin verirse zirvesine
çıkarsın. İzin vermez ise geri dönersin. Burada dağcıya düşen ise her daim
hazır olmaktır. Hazır olmaktan kastım asla gözü karartıp burnunun dikine gitmek
değil. Dağcı onu geride bekleyenler olduğunu bilir. Tedbirini ona göre alır.
Bilgisi, yeteneğinin ve teknik donanımının farkındadır. Yeri geldiğinde
dönmesini de bilir. Bilir ki... Dağ onu bir sonra ki tırmanışı için
bekleyecektir. Çünkü dağ oradadır ve dağcı bir daha ki sefere daha hazır
gelecektir. İyi bir koç da danışanının nerede durması gerektiğini, nasıl hazır
olacağını, içerisinde ki potansiyeli açığa çıkarması noktasında nasıl donanım
ve ekipmanlara ihtiyacı olması noktasında devamlı yanında olur. Koç danışanı
ile yola çıktığı zirve yolculuğu esnasında, zirveye yürürken bazen de
yürüdüğünüz parkuru değiştirmesi gerektiğini çok iyi bilir. Çünkü, “Gidilen yol
önemli değildir. Bazen yol kapalıdır. Engeller ile doludur. Bazen bu engelleri
aşmak bazen de etrafından dolanmak gerekir. Aşacağınız her engel hayatta size
bir şeyler kazandırmayacaktır. Dolayısıyla bazı engeller ile oyalanıp vakit
kaybetmek yerine etrafından dolaşmak kimi kez en doğru yoldur. İşte iyi bir koç
bu zirve yolculuğunuz esnasında size rehberlik yapacaktır. Dolayısıyla, önemli
olan, gidilecek olan yer, dağın zirvesidir." yani hedefimizdir.
Dağlar ya da dağcılığın hayatımda ki pek çok ilerleme ve
hedef için bana ilham kaynağı olduğu doğrudur. Bu ilhamı koçluk kavramı ile yan
yana getirebilmek danışanlarıma da zirve yolculukları esnasında ilham verebilmekte
öncelikli hedefim oldu.
Hayatta hepimizin bir ya da birden fazla maddi, manevi bir
beklenti içerisin de olduğumuz istek ve hedeflerimiz muhakkak vardır. Bu
istekler ya da hedefler, kariyer yapmak, çok para kazanmak, iş kurmak, kişisel
gelişim, üniversite okumak, ev almak, evlenmek, çocuk sahibi olmak, sağlıklı
yaşamak, uzun yaşamak, kötü alışkanlıklardan kurtulmak, bir ya da birden farklı
konuda uzmanlaşmak gibi pek çok hedef olabilir. Bu hedeflerimize ulaşmak
istediğimiz noktada bazen bir yoldaşa yani koç’a ihtiyacımız olur.
Birbirinden farklı beklentiler içeren bu hedeflerin her ne
kadar amaçları farklı olsa da onlara ulaşabilmek için, düşünmeniz ve üzerinde
ısrarla durmanız gereken 4 ortak noktaları var.
İstemek
Çalışmak
Motivasyon
Sabır
İşte koç bu hedeflenen zirve yolculuğu esnasında size
rehberlik yapacaktır. Konunun detayına girmeden önce bana hem bu yazı hem de
hayatımda ki ulaşmayı hedeflediğim, hedeflerim için de ilham kaynağı olan
yazımın başlığı ile ilgili birkaç cümle yazmak istiyorum.
Benim Dikey Dünyam, orijinali “my vertical world” olan
Polonyalı efsane Himalaya dağcılarından ve yeryüzünde sayıları 14 tane olan ve
tamamı Asya Kıtasında ve Himalayalar dağ silsilesinde yer alan 8000 metrenin
üzerinde ki dağların tamamına
Peki, Neden Benim Dikey Dünyam?
Öncelikle bana hedefime ulaşmam için devamlı başımı
yukarıda tutmam gerektiğini ama önümde ki engelleri de görebilmek için
tırmanırken önümü de kontrol etmem gerektiğini hatırlattığı için.
Motivasyon kaynağım olduğu ve hedefime ulaşmak için çok
çalışmam gerektiğini bunun yanında sabırlı olmamı da hatırlattığı için.
Gördüğünüz gibi rol modelim olan dağlar ve dağcılık bizi
tekrar hedefe ulaşmak için olmaz ise olmaz olan o 4 kelimeye götürdü.
İstemek
Çalışmak
Motivasyon
Sabır
Hedefin adı hiç önemli değil. İster adı, yüksek bir dağın
zirvesine çıkmak ister çok başarılı olmak ister çok daha kaliteli ve verimli
işletmeler kurmak, uzunca bir süredir üzerinde çalıştığınız kitabı yazmak,
ister sağlıklı ve uzun yaşayabilmek için kilo vermek isterseniz terfi etmek
olsun hiç fark etmez. Önce istemeniz sonra o hedefe ulaşabilmek için çalışmanız
bu ara da önünüze çıkabilecek tüm olumsuzluklar karşısında motivasyonunuzu güçlü
tutmanız ve sabırlı olmanız gerekir.
Müsaadenizle kısa ama çok sevdiğim yine dağlardan alıntı
bir cümleyle yazımı bitireyim.
“Önemli işler yapmak istiyorsanız dağları sırtınızda
taşımaya hazır olmalısınız.”
Unutmayın! Güç zaferlerinizden gelmez. Mücadeleleriniz
gücünüzü geliştirir. Zor bir hayatın içinde olduğunuzda ve teslim
olmadığınızda. İşte güç budur...
Eğer zirveye çıkmak ve her seferin de denemekten ve
başarısız olmaktan korkuyorsanız kim bilir belki de bakış açını değiştirmen
gerekiyordur. Ne dersiniz?
Yorumlar
Yorum Gönder