Merhaba sevgili dostlarım. Koçluk, Hakkı Şenkeser “BenimDikey Dünyam” başlıklı kişisel bloğumda da sık sık değindiğim ve üzerinde yazılar yazmaya çalıştığım ve uzunca bir süredir de ilgi duyduğum bir alandı.
Koçluk üzerine sohbetler ise, “Bölüm 1- Koçluk Nedir?” den başlayarak uzun bir yazı dizisinin ilk başlığı olacak.
Koçluk deneyimlerim aslında çok uzun yıllara dayanıyor. Mesleki kariyerimin, uzun yıllardır süre gelen farklı kademelerde ki yöneticilik deneyimlerimde ve hali hazırda devam eden grup, dernek ve sivil toplum kuruluşları ile süregelen sosyal hayatım süresince pek çok koçluk deneyimim oldu.
Özellikle, 22. yılına girdiğim mesleki kariyerimin, en başından bu güne değin süregelen, ekip ve performans yönetimi konusunda ki tecrübelerimin, koçluk becerilerimin gelişmesine fazlasıyla katkı sağladığını düşünüyorum.
İş yaşamında, bir imalatın dolayısıyla, üretim hedeflerinin konuşulduğu ve koşturulduğu bir ortamda, ortak hedefe ve amaca yönelik çalışmanız ve birlikte çalıştığınız arkadaşlarınızla takım olmanız gerekir.
Takımın lideri sizseniz bu süreçte takımın tüm parçalarını yakından izlemeniz gerektiğinde doğru müdahaleler ile onlara destek olmanız yani koç olanız gerekir.
Bunun adı, kimi zaman performanslar düştüğünde motivasyon koçluğu, kimi zaman çalışma ortamında beklentiler değiştiğinde kariyer koçluğu, kimi zaman da takım üyesinin, iş yaşamının dışında ki problemlerinden kaynaklanan sıkıntılarının, takımı ve hedeflerini olumsuz etkilediğini fark ettiğiniz de yaşam koçluğu dur.
Şimdi ise en büyük hedefim, gerek kurumsal gerek sosyal hayatım boyunca edindiğim koçluk deneyimlerimi daha ileriye taşıyabilmek ve "Artık profesyonel bir koç olmalıyım." diyerek çıktığım bu yolda, insanların hayatlarına dokunabilmek.
Eğer koçluk yaptığım danışanlarımın kişisel ve profesyonel potansiyellerinin farkına varmalarını sağlayıp, hedeflerine ulaşıp, hayallerini gerçekleştirmelerine destek olabilirsem ben de koçluk hedeflerimi gerçekleştirmiş olacağım.
Koçluk üzerine yaptığımız bu girişten sonra isterseniz bir de koçluğun tarifini yapalım.
Koçluk Nedir?
Beni tanıyanlar ya da HakkıŞenkeser “Benim Dikey Dünyam” başlıklı kişisel bloğumu takip edip yazılarımı okuyanlar dağları ne kadar sevdiğimi hatta her fırsat da dağların ve dağcılığın kişisel gelişimime sağladığı katkılardan sık sık bahsettiğimi bilirler.
Dağlar sessiz öğretmenlerdir…
Buradan yola çıkarak ben de koçluğu bir nevi dağcılığa benzetiyorum. Bu asla koç ya da danışanının dağcı ya da dağlara çıkmak zorunda olduğunun anlamına gelmiyor.
Ama sonuçta hedefimiz, hedeflerimiz hep zirveye çıkmak ve zirvede olmak değil mi? İş, profesyonel, sosyal ve özel hayatlarımız da zirveyi ya da en iyiyi, en huzurlu olduğumuz anları, huzuru, mutluluğu, sevgiyi ve dengeyi aramıyor muyuz? Tüm bu duyguları zirvede yaşamayı istemiyor muyuz?
Ama sonuçta hedefimiz, hedeflerimiz hep zirveye çıkmak ve zirvede olmak değil mi? İş, profesyonel, sosyal ve özel hayatlarımız da zirveyi ya da en iyiyi, en huzurlu olduğumuz anları, huzuru, mutluluğu, sevgiyi ve dengeyi aramıyor muyuz? Tüm bu duyguları zirvede yaşamayı istemiyor muyuz?
Ünlü Avusturyalı dağcı Hermann Buhl’un dağcılık ve dağlar hakkında çok sevdiğim bir sözünü sizler ile paylaşmak isterim.
“İnsanı bu zorlu oyuna sürükleyen nedir? İnsanın özgürlüğünün yasal gereklilikler ve toplum kuralları tarafından çalındığı bir çağda yaşıyoruz. Kişi medeniyet denen bu dar boğazdan, ancak doğal âleme kaçarak, dağların huzur ve yalıtılmışlığı ile kurtulabilir… Neden tırmanış? Doğal olanı deney imlemek için, bizi hep kendine çeken tehlike için, eksiksiz bir özgürlük hissi için, aşağıda ki devasa boşluk için…”
Bu güzel söze birkaç kelime de ben ekleyecek olsam “ keşif” için derdim.
Bu güzel söze birkaç kelime de ben ekleyecek olsam “ keşif” için derdim.
Keşif olayının Amerikayı keşfetmek kadar büyük olmasına asla gerek yok sevgili dostlar. Koçluk yaptığınız danışanınızın potansiyelinin farkına varması için birlikte yaptığınız tüm çalışmalar birer keşiftir.
Kelime anlamı olarak koçluk ”coaching”; birini, bir yerden bir yere götürme, taşıma anlamına gelir. Koçluk, istenen performansa ulaşmak için, koç (coach) ve danışan (coachee) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisidir.
Kişilerin var olan potansiyelini ortaya çıkararak, ulaşılabilir hedeflere ve olasılıklara odaklanan bir öğrenme ve gelişim sürecidir.
Koçluk, doğru sorular ile kişilerde farkındalık yaratma sanatıdır. Doğru ve güçlü sorular soran yol arkadaşıdır. Problemlerin çözülmesi veya geliştirilmesi gereken faktörler konusunda neler yapılması gerektiğini hazır olarak sunan değil, çözümü doğru sorular sorarak danışanın bulmasını sağlayan, danışanın alışmış olduğu düşünce yapısını zorlayan, farklı bakış açıları yakalamasını ve davranışsal becerilerini geliştirmesini sağlayan yol arkadaşıdır.
ICF (International Coach Federation) ise koçluğu şöyle tanımlar. Günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında, kişisel ve mesleki potansiyeli maksimize eden, müşteriyi daha fazla düşünmeye teşvik ederek yaratıcı süreçler içine girmesi için ilham veren, müşteri ile koçun işbirliği içinde olduğu bir ilişkidir. Koçlar her müşterinin yaratıcı, becerikli ve bütün olduğuna inanır.
Müşterinin ulaşmasını istediği şeyleri keşfetmek, netleştirmek ve uyum sağlamak.
Müşterinin kendini keşfetmesi konusunda onu teşvik etmek.
Müşteri tarafından üretilen çözümleri ve stratejileri ortaya çıkarmak.
Müşteriyi sorumlu ve hesap verebilir tutmak.
Tüm bu süreçler, müşterilerin liderlik becerilerini geliştirir ve potansiyellerini ortaya çıkarırken, iş ve özel yaşamlarındaki durumlarını geliştirmelerine önemli ölçüde yardımcı olur.
Koçluğun tanımını da yaptıktan sonra şimdilik müsaadenizi istiyorum.
Bir sonra ki yazımın konusu da “Bölüm 2 – Koçluk Ne Değildir?” olacak.
O güne kadar, görüşmek üzere, sevgiyle kalın, koçla kalın, hoşça kalın…
Hakkı Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder