Koç’tan Tavsiyeler 1 - İş Arama Sürecinde Sosyal Medyanın Önemi


Bir Profesyonel Koçun Dünyası, başlıklı yeni bloğum da koçluk ve koçluğun faydaları üzerine yazılarımı sizler ile paylaşmaya başlamıştım.

İlk bölümde koçluğun tanımı yapmış ve Koçluk Nedir? Sorusunun cevabını vermiştik.

İkinci bölümümüz de ise, koçluğun sıkça karıştırıldığı farklı uzmanlık alanlarından farkını anlatan, Koçluk Ne Değildir? Konusu hakkında yazmıştık. Bu yazılarımı da yine linkleri takip ederek okuyabilirsiniz.


Daha önceki yazılarımda sizlere koçluk deneyimlerimin çok uzun yıllara dayandığından bahsetmiştim. Mesleki kariyerimin, uzun yıllardır süre gelen farklı kademelerde ki yöneticilik deneyimlerimde ve hali hazırda devam eden grup, dernek ve sivil toplum kuruluşları ile süregelen sosyal hayatım süresince pek çok koçluk deneyimim oldu. 

Şimdi de en büyük hedefim, gerek kurumsal gerek sosyal hayatım boyunca edindiğim koçluk deneyimlerimi daha ileriye taşıyabilmek ve "Artık profesyonel koç olmalıyım." diyerek çıktığım bu yolda, insanların hayatlarına dokunabilmek. 


Eğer koçluk yaptığım danışanlarımın, kişisel ve profesyonel potansiyellerinin farkına varmalarını sağlayıp, hedeflerine ulaşıp, hayallerini gerçekleştirmelerine destek olabilirsem ben de koçluk hedeflerimi gerçekleştirmiş olacağım.

Buradan yola çıkarak, Bir Profesyonel Koçun Dünyası başlıklı bloğumda yeni bir yazı dizisine daha başlıyorum.

Koç’tan Tavsiyeler.

Koç’tan tavsiyeler de elimden geldiğince, bir yandan sizler ile tecrübelerimi paylaşırken bir yandan da sizlerden gelecek koçluk ihtiyaçlarınıza yönelik taleplerinize cevaplar vermeye çalışacağım.


Bu anlam da özellikle iş hayatına yeni atılacak genç arkadaşlarımıza, aradıkları ve mutlu olarak çalışıp, kariyer hedeflerini de gerçekleştirebilecekleri, iş arama süreçlerinde kendilerine yardımcı olmak amacıyla, Koç’tan Tavsiyeler 1, İşArama Sürecinde Sosyal Medyanın Önemi başlıklı yazımı kaleme almaya karar verdim.

Hepimizin çok iyi bildiği ve çoğunlukla kullandığı üzere artık web’in özgeçmiş olarak kullanılabilmek gibi bir özelliği var. Günümüzde artık işverenler, insan kaynakları yöneticileri iş başvurusu yapan adaylar arasında ayrım yapabilmek için adayların sosyal medya hesaplarına da göz gezdiriyorlar.

Adayların bu anlamda başta LinkedlnTwitterFacebookGoogle +Pinterestİnstagram gibi sosyal medya araçlarını doğru kullanmaları özellikle iş aradıkları süreçte kendileri hakkında olumlu ya da olumsuz fikir oluşmasına sebep olabilecek internet ortamında geride bıraktıkları dijital ayak izlerine olabildiğince dikkat etmeleri gerekmekte.


İşe alım profesyonelleri, insan kaynakları uzmanları için, işe alınması öngörülen adaya dair özgeçmiş bilgilerinin, adayın sosyal medya araçlarında paylaştığı bilgileriyle uygunluk göstermesi işe alım süreçlerinde önem verilen konulardan bir tanesidir.

Sosyal medya, yine adayın işe alım yapılacağı şirket yararına kullanılabilecek diğer özellikleri hakkında bilgi sahibi olabilmek açısından da önemli araçlardır.

Günümüzde iş arayanların artık daha kalifiye olması sebebiyle, insan kaynakları uzmanları da sosyal medya gibi alternatif iletişim araçlarını kullanmaya başladılar.

Başlangıçta tüm bu yazdıklarım, sosyal medyanın daha profesyonel yönetilmesi gözünüze ürkütücü gelebilir. Ama bunu korkutucu bir şey olarak düşünmek yerine aynı zaman da kendi lehimize çevirebileceğimiz faydalı iletişim araçları olarak düşünmek gerekiyor.
Bu sayede arama motorlarında sizi araştıran insanlara hakkınızda daha doğru ve olumlu bilgiler vermiş olursunuz.

Peki, ne yapacağız? Dediğinizi duyar gibiyim.

Örneğin başlangıç olarak bir kariyer ve iş bloğu hazırlayabilirsiniz. Aynen şu anda benim yaptığım gibi.

Bir Profesyonel Koçun Dünyası başlıklı bloğum, HakkıŞenkeser “Benim Dikey Dünyam” başlıklı kişisel bloğumdan sonra yazmaya başladığım üçüncü blog. Bu iki bloğun yanında, Tekstil Dünyası başlıklı kariyer ve iş bloğunda mesleki tecrübelerimi paylaşmaya devam ediyorum.



Birçok arkadaşım beni, düzenli olarak yazdığım, BenimDikey Dünyam başlıklı kişisel bloğum sebebiyle, daha çok sosyal kişiliğim, sivil toplum kuruluşları ile olan ilişkilerim, gönüllü faaliyetlerim, dağcılık, maraton koşuculuğu ve fitness gibi spor aktivitelerine olan yakınlığım ile tanıyor.

Sosyal kimliğimi tanımlayan bu özelliklerimin yanında benim de sizler gibi bir iş kariyerim yani para kazandığım, ailemi geçindirdiğim, gelecek ile ilgili kariyer planları yaptığım ve artık uzmanlık derecesinde tecrübem olduğunu düşündüğüm profesyonel bir iş hayatım yani mesleğim var.

Uzun yıllar çalıştığım tekstil sektörü tecrübelerimi paylaşmak. Gündemi ve yeni teknolojileri takip edebilmek. Bu sayede daha çok okuyarak ve araştırma yaparak hem mesleki becerilerimi daha çok geliştirmek hem de sektöre ve sektöre yeni girecek genç arkadaşlarımızın mesleki gelişimlerine de katkı sağlayabilmek için bir kariyer ve iş bloğu olan Tekstil Dünyası başlıklı yeni bloğumda yazmaya karar vermiştim.


Kariyer ve iş bloğu düzenli olarak sektörünüze dair bilgi birikimi ve tecrübelerinizi paylaştığınız bir web sitesidir. Yukarıda yazdığım gibi bir blog açmak başlangıçta zor ve ürkütücü gelebilir. Bir blog sahibi olabilmek için ücretli ya da ücretsiz pek çok alternatifiniz var. Ben örneğin Google altyapısını kullanan Blogger içerik yönetim sistemini kullanıyorum.

Bu konuda özellikle Blogger altyapısını kullanmak isteyen arkadaşlarıma da elimden geldiğince destek olmaya çalışırım. Bunun için bana iletişim bilgilerimden ulaşabilecekleri gibi isterlerse, BenimDikey Dünyam başlıklı bloğumda blog yazmak ve blogger sistemi hakkında yazdığım ve yazmaya devam edeceğim yazılarımı da okuyabilirler.

Son olarak, kariyer bloğunuzu amacınıza yönelik şekillendirmeniz gerekiyor. Burada amacınız işe alınmak olduğu için güçlü yanlarınızı, yeteneklerinizi bloğunuz da kesinlikle paylaşıyor olmanız çok önemli.

Yazıma, herkesin sevdiği ve mutlu olduğu işte çalışması dileklerime son veriyorum.

Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.

Yorumlar