Takım Çalışması ve Takım Çalışmasına Yönelik Liderlik Stratejileri

Merhaba çok değerli Hakkı Şenkeser "Benim Dikey Dünyam" okurları. Bugünkü yazımda sizler ile günümüz iş yaşamının bence en önemli kavramlarından biri olan, takımtakım çalışması ve liderlik üzerine hem sohbet etmek hem de tecrübelerimi paylaşarak koçluk yapmak istiyorum. Koçluk diyorum çünkü koçluk bundan sonra ki paylaşımlarımdan da göreceğiniz üzere özel ilgi alanlarımdan birisi.




İçerisinde bulunduğum 25 yıllık kariyerim boyunca pek çok kurumda ve uluslararası bir şirkette yöneticilik deneyimlerim oldu. Bu deneyimlerim sırasında üretime yönelik, verimlilik, kalite, süreç iyileştirme, insan kaynakları yönetimi tarafında ise , performans yönetimi, çalışan bağlılığı, kurumsal sosyal sorumluluk gibi pek çok proje içerisinde yer alıp bu projelerde liderlik üstlendim.

Bu yazımda proje ve proje yönetimine girip asıl başlığım dan yani takım çalışması ve takım çalışmasına yönelik yapacağım liderlik stratejileri, başlığım dan uzaklaşmak istemiyorum. Proje ve proje yönetimini de başka bir yazımda kaleme almaya çalışayım.

Öncelikle takımdan başlayalım isterseniz.

Takım ve Takım Çalışması Nedir?

Globalleşen dünyada artık mesafelerin çok önemi kalmadı. Her türlü bilgiye ve teknolojiye ulaşmak eskiye nazaran artık çok daha kolay. Artan rekabetle birlikte pazarda yer alabilmek ya da kalıcı olabilmek isteyen kurumların çok önemli iki başlık üzerinde çok ciddi bir şekilde düşünmeleri ve çalışmaları gerekiyor.



Sizlerden gelen, nedir bu iki başlık? Sorusunun cevabını geciktirmeden hemen vereyim. 

Kalite ve servis.

Gerçi bu iki başlığa bir de artık verimlilik dahil oldu. Verimlilik ve verimlilik ile ilgili süreçleri iyileştirmek ve geliştirmek açısından çok önemli olduğunu düşündüğüm Yalın Üretim metodolojisini bloğum içerisinde yer alan Yalın Üretim sayfasından takip edebilirsiniz.


Günümüz dünyasında müşteri ürünü nasıl ve ne kadar maliyetle ürettiğinizle kesinlikle ilgilenmiyor. Aklınıza gelebilecek her türlü maliyetler işçilik, makine, teknoloji vs. kurumların kendi problemleri. Müşteri bir ürünü satın aldığında öncelikle kaliteli olmasını daha sonra da satın aldığı ürünün eline ne kadar sürede ulaşacağı ile ilgileniyor. Müşteri için bir diğer önemli servis kriteri de üreticinin ürettiği ürününün ya da verdiği hizmetin arkasında durması.

Böylesine rekabetçi bir ortamda, kurumlar pazarda rekabetçi olabilmek adına kendi içlerinde müşteri için olmaz ise olmaz iki ön şartı yani kalite ve servisi iyileştirebilmek için gerek iş gücü gerek teknoloji yatırımı yapmak durumunda kalıyorlar. Bu yüzden de çağımızın popüler tabiriyle, işçilik maliyetlerinin artması kaçınılmaz oluyor.

Bu durumda kurumların, hem üretmeye devam etmek yani hayatta kalabilmek hem de bir yandan kaliteli üretim, hızlı servis derken artan maliyetlerini kontrol altına alabilmek için geriye tek bir seçenekleri kalıyor. O da verimlilik. Yani daha verimli çalışmak.

Kurumlar kendi içlerinde daha verimli çalışabilmek adına günümüzde, Yalın Üretim Araçları, 6 Sigma gibi pek çok teknik araçlardan istifade ediyorlar. Tabiî ki bu teknik araçlar tek başına bir işe yaramazlar. Aynı zaman da kurumların bu araçları kullanabilecek etkin ve yetkin bir iş gücüne sahip olmaları gerekir.



Kurumlar da, farklı yöntem ve araçları kullanarak ortak bir amaca ya da hedefe yönelik yapacakları çalışmalar için farklı beceri, eğitim ve düşünceye sahip çalışanlarını bir araya getirerek, yaratıcı güçlerini, emeklerini ve bilgilerini birleştirmelerini beklemekteler.

Dünya artık değişti. Kurumların da artık yaşamlarını devam ettirebilmek adına bu değişime ayak uydurmaları gerekiyor. Artık koşullar ortak bir hedefe ulaşabilmek adına tek bir bireyin gayretlerini kolaylıkla boşa çıkarabiliyor. Bu sebeple kurumlar aldıkları direktifler doğrultusunda tek başına çalışan bireyler yerine, bireysellikten uzaklaşmış bir arada ve uyum içerisinde çalışabilecek çalışanları tercih etmeye başladılar. 

Yani takım halinde başarıya ulaşacak, takım olabilmenin şartlarına uyum gösterecek çalışanlarla çalışmak istiyorlar ki bu düşüncelerinde fazlasıyla da haklılar.

Peki, nedir bu takım çalışması?

Öncelikle “Takım” nedir bunun kısaca tanımını yapalım; belli bir topluluğun (iki veya daha fazla ) hedeflerine ulaşmak için değişik beceri, eğitim ve düşünceye sahip çalışanları bir araya getirerek yaratıcı güçlerini, emeklerini ve bilgilerini birleştirmesidir. 
Sahip olduğumuz takım;  enerjik bir ruha, yeniliklere ve önerilere açık, ekipçe kararlar alınmasını uygulayabilen, birbirini destekleyici,  karşılaşılan problemleri ortak çözebilen, verimliliğe ulaşabilmek adına çözümcü ve fikir üretebilen bir yapıya sahip olmalıdır. 
Ekipler her zaman ortak fikirde olmayabilir ama ortak paydada anlaşabilmek ve olaylara ortak yaklaşabilmek en önemli unsurdur.

Peki, neden takım çalışması bu kadar önemlidir? Takım çalışması; Takımın içinde yer alan bireyleri sürekli yenilikçiliğe teşvik eder ve hataların en aza indirilmesine yardımcı olur. Moral ve motivasyonun yükselmesini, öz güven duygusunun ve kişiler arası iletişimin daha iyi hale gelmesini sağlar.

Takım Çalışmasına Yönelik Liderlik Stratejileri

2017 yılında Franklin Covey (*) tarafından yapılan bir araştırmada ortaya çıkan şu başlıklar takım çalışmasına yönelik olarak, “İş Dünyası liderlerden ne bekliyor?” Sorusunun cevabı olsa gerek.

- Büyük düşünmek hızlı adapte olabilmek,

- Strateji geliştirmek ve uygulamak,

- Koçluk yapmak ve performansı geliştirmek.

Franklin Covey yeni liderlik anlayışını 4 temel rol üzerine kurarak sürdürülebilir kılmaktadır.

- Güven yaymak,

- Vizyon yaratmak,

- Stratejiyi uygulamak

- Koçluk yapmak.

Bu 4 temel rol takımda bağlılığa giden yoldur.

Güvenilir ve etkili bir lider takım içerisinde ki tüm üyelerinin; 

“Karşılıklı güven ve saygı ortamında, katma değeri yüksek ve anlamlı işler yapan, kazanan bir ekibin, değer gören bir üyesiyim” 

Diyeceği ekip içi bağlılık yaratır.

Takımın bir parçası olan kişi yaptığı işin anlamlı olduğunu fark ettiğinde, anlaşıldığında, değer gördüğünde, takdir edildiğinde ve maddi faktörlere ek olarak özellikle yaptığı işin bütüne olan katkısını görebildiğinde başka deyişle kazanıyor olduğunu hissettiğinde iç motivasyon sağlamaktadır.

Nereye ve nasıl gideceğini bilen takımların performansları her zaman yüksek olmaktadır.

Bunun için liderin, net bir vizyon oluşturmaya, bu vizyonu gerçekleştirmek için büyük düşünüp strateji geliştirmeye, zorlu şartlara rağmen stratejiyi uygulamaya ve değer gören bağlı bireyler için ise iş üzerinde koçluk yapmaya ihtiyacı olmaktadır.


2016 yılında yine Franklin Covey (*) gerçekleştirdiği araştırma sonucu liderlerin yaşadığı en önemli 8 zorluğa çözüm bulmaya odaklanmıştır.

Bu zorluklar;

- Çalışanların bağlılık ve motivasyonlarını artırabilmek ve onları elde tutmak

- Farklı nesillere liderlik etmek

- Değişimi yönetmek

- Koçluk ve mentorluk yapmak

- Stratejiyi uygulamak

- Diğer liderleri geliştirmek

- Sonuç üretmek

- İşi Yönetmektir.

Evet, arkadaşlar bugünkü yazımda sizlere kısaca takım ve takım çalışması, takım çalışmasına yönelik liderlik stratejisi kavramlarından bahsettim. Bir sonra ki yazımda ise biraz daha detaya girecek ve takımın parçaları hakkında, takım liderinin görevleri, takım içerisinde yer alan üyelere düşen sorumluluklar, takım olabilmek, takımların aksaklıkları hakkında yazmaya devam edeceğim.

Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.


Franklin Covey (*) :Franklin Covey - wikipedi :123 ülkede şubesi bulunan Franklin Covey Şirketi'nin kurucularından biri ve başkan yardımcısıdır. Bu şubeler, Dr. Covey'in vizyon, disiplin ve tutkusunu paylaşarak, dünyanın her yerindeki birey ve kurumlara ilham vermekte, değişim ve gelişmeleri için araçlar sağlamaktadır.

Yorumlar

  1. Gerçekten az bilinen bilgiler. Teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğinize çok sevindim. Teşekkür ediyorum :)

      Sil

Yorum Gönder