Merhaba Hakkı Şenkeser "Benim Dikey Dünyam" okurları. Son günlerde özellikle LinkedIn bağlantılarımın profillerinde sıkça görmeye başladığım bir pozisyon bildirimi; "İnsan Değerleri"
Peki, sevgili okurlarım sizce insan kaynak" mıdır yoksa "değer" mi? Aslında her ikisi de. Hadi gelin bu sorunun cevabını hep birlikte bulmaya çalışalım. Öncelikle her iki terim de farklı bir bakış açısını temsil eder.
İnsan Kaynakları;
"İnsan kaynakları" terimi, bireyleri bir organizasyonun üretim süreçlerinde kullanılan ve yönetilmesi gereken bir girdi olarak ele alır. Bu bakış açısı, genellikle şunları vurgular:
Verimlilik ve Maliyet Etkinliği: İnsan gücünün en verimli şekilde kullanılması, maliyetlerin düşürülmesi ve çıktıların artırılması hedeflenir.
Yetkinlik ve İş Tanımları: Belirli görevleri yerine getirmek için gerekli yetkinliklere sahip çalışanlar aranır ve iş tanımları üzerinden performans değerlendirmesi yapılır.
Stratejik Planlama: Organizasyonun hedeflerine ulaşması için insan gücünün stratejik olarak planlanması, geliştirilmesi ve dağıtılması önemlidir.
Yönetim ve Kontrol: Çalışanların performansı izlenir, değerlendirilir ve gerektiğinde müdahale edilir.
Bu yaklaşım, modern iş dünyasında yaygın olarak kullanılsa da, bazen insanı yalnızca bir araç olarak görmesi eleştirisine yol açabilir.
İnsan Değerleri;
"İnsan değerleri" kavramı ise, bireyleri bir organizasyonun veya toplumun doğal bir varlığı olarak, içsel bir kıymete sahip olarak görür. Bu bakış açısı şunları öne çıkarır:
Bireysel Gelişim ve Refah: Çalışanların kişisel ve mesleki gelişimlerine yatırım yapılması, onların mutluluğu ve refahı ön planda tutulur.
Yaratıcılık ve İnovasyon: İnsanların benzersiz yetenekleri, yaratıcılıkları ve farklı bakış açıları değerli birer katkı olarak görülür.
Etik ve Sosyal Sorumluluk: Çalışanlara adil davranılması, onların haklarının korunması ve sosyal sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi önem kazanır.
Aidiyet ve Katılım: Çalışanların organizasyona aidiyet duygusu geliştirmeleri ve karar alma süreçlerine katılımları teşvik edilir.
Bu yaklaşım, insanı bir "kaynak"tan daha fazlası olarak kabul eder ve onun potansiyelini maksimize etmeyi hedefler.
Sonuç;
Aslında, modern yönetim anlayışında bu iki kavram birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Bir yandan organizasyonlar hedeflerine ulaşmak için insanı bir "kaynak" olarak stratejik bir biçimde yönetmek zorundadır. Diğer yandan, sürdürülebilir başarı ve etik bir çalışma ortamı için insanı içsel bir "değer" olarak görmek ve ona bu şekilde yaklaşmak büyük önem taşır.
Özetle, insan hem bir "kaynak" olarak yönetilmesi gereken yetenek ve potansiyeller bütünüdür, hem de kendi başına bir "değer" olarak saygı duyulması ve geliştirilmesi gereken bir bireydir. İdeal olan, her iki bakış açısını da dengeli bir şekilde birleştirmektir.
Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere sevgilerimle...
Yorumlar
Yorum Gönder