Uludağ Zirve Kış Tırmanışı


Merhaba Hakkı Şenkeser "Benim Dikey Dünyam" okurları. Bu sene Bursa ve Uludağ’a son yılların en iyi karının yağdığını söyleyebilirim. Bu sebeple Ocak ayından başlayarak, Uludağ'ın zirvesine, 2543 metre rakımı ile Marmara Bölgesinin ve Bursa’nın en yüksek dağına kış tırmanışı yapabilmek amacı ile dağcı dostlarımla devamlı irtibat halindeydim. Bir yandan da muhtemel yapacakları kış zirve tırmanışı etkinliklerini takip etmeye çalışıyordum.

Bursa Uludağ Zirve Kış Tırmanışı başlıklı yazıma devam etmeden önce dileyen arkadaşlarım için Uludağ Zirve Kış Tırmanışına ait tüm fotoğraflarımı topladığım ve YouTube kanalımda paylaştığım videoyu "Uludağ Zirve Kış Tırmanışı" linkini tıklayarak izleyebilirsiniz.



Tırmanış ile ilgili detaylara girmeden önce özellikle Bursa dışında yaşayan ve daha önce Uludağ’a çıkmamış ve çıkmayı düşünen arkadaşlarıma Uludağ ile ilgili bilgilendirme yapmak isterim.

Uludağ, Anadolu’ da Olympos adıyla da anılan yine Zirve Tepe olarak, 1/25000 haritalarda 2543 metre rakımlı zirvesi ile Marmara Bölgesinin ve Bursa’nın en yüksek dağıdır. 

Uludağ, Uluabat Gölü’nün doğusunda, Gemlik Körfezi’nin güneyinde yer alır ve kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır. Dağın uzunluğu 40 kilometre,  genişliği ise 20 kilometre kadardır. Batı ve güneyden Nilüfer çayı, kuzey ve doğudan Bursa ve İnegöl ovaları ile sınırlıdır.


2543 metre yüksekliğindeki Uludağ Zirvenin altında kalan bölgede bir kısmı yazın kuruyan 7 adet buzul gölü bulunur.

Uludağ’a ulaşmak için kullanılan alternatiflerden ilki Bursa’ dan karayolu ile 32 kilometre sonra Oteller bölgesine ulaşacağınız kara yolu alternatifi, diğeri de Teleferik ulaşımıdır. Piremir Mahallesinden, Teferrüç İstasyonundan bineceğiniz teleferik ile 25 dakikada Oteller 2.Bölgeye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Uludağ zirve tırmanışı içinde yine farklı rotalardan zirve tırmanışı yapabilirsiniz. Bu yazımızda sizler ile Volfram maden bölgesinden başlayarak Kapı rotası, Rasat düzünü takip ederek Karataş Tepe üzerinden Zirveye ulaştığımız tırmanışımızı anlatacağım.

Şubat ayının hemen başında Bursa şehrinin, yine etkinliklerini takip ettiğim ve bir kısmına da katıldığım güzide dağcılık kulüplerinden NOKTA Dağcılık Kulübünün Uludağ zirve tırmanışı yapacağını öğrendiğim zaman hemen kulüp başkanı Hacer Özkalender Hanım ile irtibat kurarak kendisinden etkinlik detayları hakkında bilgi aldım. Etkinlik için sabah saat 08.00’ de Teleferik de buluşulacak buradan da teleferik ile oteller bölgesine çıkıp uygun bir rotadan Uludağ’ın zirvesine kış tırmanışı yapılacaktı.

Geceden tüm hazırlıklarımı tamamlayarak sabah erkenden toplanma noktasına hareket ettim. Fakat sabahın erken saatlerinde başlayan yağmur, Uludağ’dan gelen şiddetli rüzgâr ve fırtına haberleri o gün zirve yapabilme ihtimallerini ciddi bir biçimde düşürecek gibi gözüküyordu. 

Nitekim grup liderimiz Tasim hoca bu şartlarda zirve tırmanışının yapılamayacağını ve farklı bir rotada yürüyüş planladıklarını söyledi. Tasim hocadan, tüm hazırlıklarımı Uludağ zirve için yaptığımı ve yanımda kask, kazma ve krampon vs. tüm teknik malzemenin olduğunu söyleyerek müsaadesini de isteyerek grup dan ayrıldım. 

Akabinde Hacer Hanım ile telefon ile görüşerek etkinlik daveti için kendisine teşekkür ederek bir başka faaliyette tekrar birlikte yürüyebilme dileklerimi kendisine ilettim. Daha önce NOKTA Dağcılık kulübü ile birçok etkinliğe ve zirve tırmanışına katılmıştım. Özellikle 2015 yazında Bursa’dan Hacer Hanım ve ekibi ile katıldığımız MERDAK’ ın ( Mersin Dağcılık Kulübünün ) düzenlediği Medetsiz dağı tırmanışı yine unutamadığım zirve tırmanışlardan birisi olmuştur. Belki daha sonraki yazılarımda bu tırmanışımızı da sizler ile de paylaşma imkanım olur.

16 Şubat Perşembe akşamı çok kıymetli dağcı arkadaşlarımdan Erkan Pınar dan gelen gelen telefon ile hafta sonu üyesi olduğu dağcılık kulübü ULUDAK ( Uludağ Dağcılık Kulübü ) ile Kulüp başkanı İsmet Şentürk rehberliğinde Uludağ zirve tırmanışı yapacaklarını öğrendim. Erkan bu etkinliğe beni de davet ediyordu.

ULUDAK Dağcılık Kulübü, dağcılık sporunu tanıtmak, teknik alt yapı ve donanıma sahip dağcılar yetiştirerek ülkemizde ve yurt dışında tırmanışlar yapmayı hedeflemiş Bursa şehrinin yine güzide ve çok değerli kulüplerinden bir tanesi. Yaptıkları tırmanışları ve etkinlikleri devamlı ilgi ile takip etmişimdir. 

Aynı şekilde kulüp başkanı İsmet Şentürk hoca da bu yolda devamlı kendime örnek aldığım, duruşu ve dağcılığa verdiği önem, yaptığı tırmanışları, edindiği bilgi ve tecrübeleri paylaşmaktan kaçınmayan bu camianın yine en önemli sporcularından bir tanesidir. Kendisinin özellikle ULUDAK kulübü olarak geçtiğimiz yıllarda yapmış olduğu yine ilgi ile takip ettiğim etkinliklerinden, Alplerde Matterhorn tırmanışı ve akabinde bu sene Ördekli Kültür Merkezinde yaptıkları ve tırmanış detaylarını paylaştıkları sunumlarını ilgi ile izlemiş ve dinlemiştim.

İşte şimdi sevgili dostum Erkan’dan gelen bu habere, hem Uludağ kış tırmanışı etkinliği hem de bu etkinliği ULUDAK Kulübü ile birlikte yapıyor olmaktan dolayı oldukça sevinmiştim.

Kaskımı, kazma ve kramponumu ve diğer tüm kış tırmanışı için gerekli olacak ekipmanlarımı çantama koyarak hazırlığımı yine bir gün önce, akşamdan tamamlayarak birazda dinlenmek amacı ile o gece erkenden yattım. Üzerimde tüm hafta boyunca yaptığım ve Mart ayında Adım Adım İYİLİK PEŞİNDE koşacağım 2017 RUNATOLIA maratonu antrenmanlarının yorgunluğu da vardı. Hafta boyunca aralıksız her sabah ortalama 5 kilometre koşmuştum.

Bu arada Adım Adım nedir? İyilik Peşinde Koşmak nedir? Dediğinizi duyar gibiyim. Bir sonraki yazılarımda, içerisinde olmaktan büyük keyif aldığım, STK’ lar  ( Sivil Toplum Kuruluşları ) için yaptığımız yardımseverlik koşularından da bahsetmek isterim.

Tırmanışı yapacağımız 19 Şubat Pazar sabahı erkenden kalkarak son hazırlıklarımı da tamamladım. Son olarak termosuma sıcak su koyarak çantama yerleştirdim ve yola çıktım. Buluşma noktamız teleferikti. Burada tırmanışı yapacağımız diğer 4 arkadaş ile buluşup teleferiğin faaliyete geçtiği 08.00’de ilk sefer ile Oteller Bölgesine doğru yola çıktık.


Tırmanışı, İsmet Şentürk liderliğinde Erkan Pınar, Erdem Yoldaş, Eşref Bozoğlu ve ben Hakkı Şenkeser olarak 5 kişilik bir takım ile yapacaktık.

Tırmanışa 2.bölgeden başlayarak Volfram, Kapı, Rasat düzü, Karataş tepeleri rotasını takip ederek Uludağ’ın zirvesine ulaşıp. Dönüş dede Karataş tepeleri, Güvercinlik vadisi, Delmece yaylası üzerinden Sait Abad köyünde tamamlamayı hedefliyorduk. 


Uzun ve zor bir tırmanış olacaktı. Özellikle öncesinde Uludağ’a yağan yoğun kar, hava şartları ve Uludağ’ın her mevsim karşılaşabileceğiniz kendine has özellikleri etkinliğe benim için fazladan heyecan katıyordu.

Teleferik ile Oteller 2.Bölgeye vardığımızda henüz sabahın ilk saatleri olmasına karşın çok soğuk bir hava yoktu. Güneş yeni yeni ısıtmaya başlamıştı. Hava açık ve güneşliydi. Takip edeceğimiz Kapı rotası açık bir şekilde gözüküyordu.




Tırmanışa başlayacağımız Volfram madeni bölgesine telesiyej ile çıkacaktık. Telesiyej ile kısa bir yolculuk dan sonra Volframa ulaştık. Buradan bir süre ilerleyerek gireceğimiz Kapı rotası oldukça dik ve özellikle kış aylarında zorlu bir rota. Kış aylarında yoğun kar yağışı ile birlikte rota sert kar ve buzlanma ile daha riskli bir parkur haline gelebiliyor. Bu nedenle bu etabı krampon ve kazma kullanmadan aşmanız neredeyse mümkün değil.


Bizde rotaya girmeden önce batonlarımızı kapatarak kazmalarımızı çıkardık. Kramponlarımızı takarak Kapı rotasına doğru yürüyüşe geçtik. Kapı rotasına girdiğimizde tahmin ettiğimiz gibi rotada yer yer buzlanma görülüyordu. Dikkatli bir şekilde bu dik ve zorlu etabı takım olarak aşarak Kapının bitiminde Rasat düzünün başlangıç noktasında ilk molamızı verdik.




Bulunduğumuz Rasat düzü yaklaşık 2480 metre rakımdadır. Kapı rotasının bitiminde başlayan rasat düzü arkanıza çıktığınız kapı rotasını aldığınızda sağınızda ( Batıda ) 2486 metre rakımlı, üzerinde dağcı sığınağı, taş kulübe olan Küçük Zirve  bulunur. Hemen sol tarafınıza döndüğünüzde ( Doğuda ) yazın kolaylıkla görüp takip edebileceğiniz patika vasıtası ile sizi Göller Bölgesine ve Uludağ’ın zirvesine ulaştıracak yolu takip ettiğinizde, Rasat düzü tepelerini de geçtikten sonra mevsim şartlarına göre 1,5 saatlik yürüyüşle göller bölgesine ulaşabilirsiniz. Göller bölgesine dönmeyip Güneydoğu’ ya doğru giden patikayı takip ederseniz buradan Karataş Tepelerinin üzerinden devam edilerek Uludağ Zirve tepeye varılır.



Verdiğimiz bu kısa molada içimdeki poları çıkararak termal üzerine mont ile devam etmeye karar verdim. Bir miktar su içerek bir kaç da fotoğraf çektikten sonra İsmet hocanın uyarısı ile tekrar Rasat düzü üzerinden yola koyulduk. Yol boyunca şiddetli rüzgâr bize eşlik ediyordu. Rüzgârında etkisi ile sis dağıldığında ise harika bir Bursa manzarası ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Rasat düzü boyunca Karataş tepelere kadar yürüyüşümüz boyunca zemindeki karın artık sertleşmesi ile batak karda iz açmak zorunluluğunda kalmadan rahat bir yürüyüş yaptık. Yol boyunca İsmet Hoca sık sık grubumuzu fotoğrafladı. Etkinlik sonrası eve dönüşümüzde, gördüğümde bayıldığım ve tırmanışı tekrar tekrar her baktığımda yaşamamı sağlayan bu fotoğrafların bir kısmını yazı aralarında sizler ile paylaşacağım. Bu yazı vesilesi ile muhteşem bu fotoğraflar için kendisine tekrar teşekkür ediyor ve ellerine sağlık diyorum.






Artık Karataş Tepeler gözükmüştü. Uygun bir tepe yamacında sırt çantalarımızı bırakarak Zirveye kadar bu şekilde devam etmeye karar verdik. Bu kısa molada gevşeyen kramponlarımı sevgili dostum Erkan’ın da yardımı ile tekrar bağladık. Karataş Tepeleri aşıp artık 2543 metre rakımlı Uludağ’ın zirvesi karşımızda göründüğünde bende artık iyice yorulduğumun farkına varmıştım. Hafta içerisinde kondisyon yükleme amaçlı her gün yaptığım 5 kilometre koşuları sebebi ile tahmin ettiğimden daha çabuk yorulmuştum. Arkadaşlarımın “ Ha gayret çok az kaldı. Zirve artık karşımızda.” Moral motivasyonu ile “ Ha gayret Hakkı. “Diyerek kaldığımız yerden zirveye doğru yürümeye devam ettik.


Sizi Uludağ’ın zirvesine ulaştıran son eğimli ve dik tepeyi de kazmamdan destek alarak çıktığımda Zirve sisle kaplanmış görüş açısı ciddi bir biçimde düşmüştü. Zirvedeki bayrak direğinin sadece ucunun gözükmesi zirvede rahat 2,5 metre yüksekliğinde kar olduğunu gösteriyordu. Nihayetinde hedefinize ulaşmış olmak üzerinizdeki yorgunluğu bir çırpıda atıveriyor. Kendinizi çok mutlu hissediyorsunuz. Biz de bu duygular ile ekip olarak birbirimizi bu başarılı tırmanış için tebrik ettik


Benim için ise bugün yaptığımız zirve tırmanışının ayrı bir anlamı daha vardı. Bugün Adım Adım ile birlikte Mart ayında koşacağım Runatolia maratonunda yararına bağış toplayacağım ve destekleyeceğim KAÇUV ( Kanserli Çocuklara Umut Vakfı ) kampanyamın başlangıcını yapacak ve zirve tepede KAÇUV t-shirtüm ile fotoğraflar çekip kampanya görsellerimde kullanacaktım.



Zirvede kaldığımız süre boyunca sis hiç dağılmadı. Şiddetli rüzgâr ve soğuk zaten ait olmadığınız bu ortamda bir an önce gitmenizi istercesine etkisini daha fazla arttırmaya başlamıştı. Ekip olarak zirveden ayrılma kararı alıp topluca dönüş yoluna koyulduk. Zirve tepeden inip Karataş tepelere doğru çıkışa geçtiğimizde ise sis dağıldı ve muhteşem bir Uludağ zirve tepe manzarası ile bizi baş başa bıraktı. Bu muhteşem görseli hep birlikte defalarca fotoğraflayarak anı birçok kez daha fotoğraflarımız ile ölümsüzleştirdik.





Şimdiki güzergâhımız çantalarımızda aldıktan sonra Güvercinlik vadisi üzerinden Said Abad köyüne inmekti. Önümüzde yine oldukça uzun bir yol vardı. Sırt çantalarımıza ulaştığımızda Erkan ile birlikte artık kayalar üzerinde buzul hale gelmiş buz parçalarını kırarak dondurma yer gibi yedik. Burada kısa bir soluklanmanın ardından tekrar sırt çantalarımızı yüklenerek rotamız üzerinde ilerlemeye devam ettik.


Vadiye doğru rüzgârdan etkilenmeyen bir yamaç da sırt çantalarımız çıkarıp hem dinlenmek hem de bir şeyler atıştırıp sıcak bir şeyler içmek amacı ile ana molamızı verdik. Bu mola ve içtiğim sıcak salep beni tam anlamı ile kendime getirmişti. Yaklaşık yarım saat süren molanın ardından “ Yolumuz daha uzun “ diyerek ayaklandık ve tekrar yola koyulduk. Dönüş yolumuz boyunca yine Uludağ’ın muhteşem görsel, kar altındaki doğası her an bize eşlik etmeye devam ediyordu.



Vadiye girdiğimizde çok fazla hafif eğimli bir tepeden aşağıya iner iken bir an ayağımın kayması ile kaymaya başladım. Eğimin çok dik olmaması ve inişindeki zeminin tehlikesiz gözükmesi sebebi ile kazmamı durmak için kullanmayarak kaymaya devam ettim. Bu arada İsmet Hocanın, dağları her zaman ciddiye almanız gerektiğini hatırlatan uyarısı ile kaymayı bırakıp hemen kazmamın üzerine yatarak durma pozisyonuna geçtim ve kendimi durdurdum. İnişimde yine kendisinden kazma kullanma tekniğim ile ilgili birkaç ders niteliğindeki uyarıyı yine dikkatlice dinledim.


Artık vadiye girmiş ve dere boyunca inişimize devam ediyorduk. Üzerimdeki montu çıkararak polar ile devam etmeye karar verdim. Vadi içerisinde ilerliyor olmamız sebebi ile rüzgâr etkisini kaybetmiş ve artık ısınan havanında etkisi ile terlemeye başlamıştım. Vadi bize muhteşem görsel manzaralar sunmaya devam ediyordu. Derenin üzeri neredeyse 2 metreyi bulan kar tabakası ile kaplanmış. Bazı noktalarda akan su vasıtası ile dere üzerine çöken kar tabakaları dere üzerinde doğal kardan köprüler oluşturmuştu. Birden kendimi çok şanslı hissettim. Bu mevsimde ve hava şartlarında bu bölgeye ulaşmak gerçekten çok zor. Gerekli donanıma ve dağcılık bilgi ve tecrübesine sahip olmayan kişilerin bu mevsimde buraya gelemeyeceği için görmekten mahrum kalacağı bu muhteşem doğa manzaralarını doyasıya yaşıyor ve üzerinde keyifle ama dikkatlice ilerliyorduk. En ufak bir dalgınlık kardan oluşmuş bu doğal köprülerin çökmesine ve derenin içerisine yuvarlanmamıza sebep olabilirdi.




Muhteşem manzarayı daha çok yaşamak, atmosferi içimize doyasıya çekmek amacı ile dere boyunda kısa bir çay molası vererek keyifli bir sohbet yaptık. Sıcak çay ve keyifli bu sohbet hepimizin enerjisini tazelemiş ve tekrar yola koyulmuştuk.





Dere boyunca bir süre daha vadiden aşağıya doğru inişimize devam ettik. Bir süre sonra rehberimizin işaret ettiği yönden, yönümüzü dere yatağından dik eğime doğru çevirerek dereyi de solumuza alarak eğim boyunca yükselerek yolumuza devam ettik. Artık hızımızı biraz daha arttırmamız gerekiyordu. Çünkü havanın kararacağı akşam saatleri artık yaklaşmaya başlamıştı. Hep beraber adımlarımızı biraz daha sıklaştırdık. Biz Erkan ile birlikte grubun arkasından sohbet ederek ilerliyorduk. Hatta bu arada Erkan’ın isteği ile çantasından bir şey alıp ona uzatmak için eldivenlerimi çıkardığımda, eldivenlerimden birini yamaç boyunca aşağıya düşürdüm. Aşağıya düşen eldiveni inip almak mümkün değildi. Bizde zaten yolumuza devam ettik. 


Yamaç boyunca devam eden ilerleyişimiz artık havanın hafiften kararmaya başlaması ile Delmece yaylasında verdiğimiz kısa molada kramponlarımızı çıkarıp çantalarımıza koymamız ile devam etti. Artık köpeklerin havlaması Said Abad köyüne yaklaştığımızın işaretçisiydi. Biz köye adımımızı attığımızda saat 19.15 olmuş ve artık hava kararmış tekrar soğuk bastırmıştı. Niyetimiz dönüş yolu için minibüslere binmeden önce köy kahvehanesinde çay içip içimizi ısıtmaktı. 

Fakat köy içerisinde kalkmak üzere olan ve Bursa’ya gidecek minibüs şoförünün, “ Ben sizi Bursa’ya bırakırım” söylemi ile çay içmekten vazgeçerek hep birlikte araca binerek yola çıktık.

Dönüş yolunda tüm ekip arkadaşlarıma bu güzel etkinlik ve davetleri için ayrıca teşekkür ettim. Benim için Uludağ’ın zorlu kış şartlarında yaptığımız bu uzun ve yorucu ama bir o kadarda keyifli ve muhteşem etkinlik kesinlikle unutulmazlar arasındaki yerini alacak.


Bu yazı vasıtası ile Zirve tırmanışını birlikte gerçekleştirdiğimiz İsmet Şentürk, Erkan Pınar, Erdem Yoldaş, Eşref Bozoğlu ve ULUDAK kulübüne sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.







Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her şeyiyle yaşanmış harika hikayeler başarıların devamını dilerim arkadaşım.

      Sil
    2. Beğendiğiniz ve dile getirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Selamlar.

      Sil
  2. Büyük bir heyecanla izledim bende cıkmak isterdim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder