İyi akşamlar değerli “Benim Dikey Dünyam” dostları. Gün
içerisinde kafamda tasarladığım yazımı yazmak için bilgisayarımın başına
oturduğumda günün yazısı, Tekstil Kariyer “Kariyer ve İş” başlıklı bloğum için
sektöre yönelik bir yazı olacaktı. Fakat uzun ve yorucu, firma ziyaretleri ile geçen bir
günün sonunda yaptığım bir ziyaret kafamda ki gündemi bir çırpıda
değiştiriverdi.
İş değişikliğinin sonrasında, yeni iş yerine kahvesini içmek
üzere davet eden değerli dostum Erkan Pınar’ın daveti ile Kayapa organize
sanayi bölgesinde ki firmasına gittiğimde sohbetimizin konusu yine dağlar
olmuştu.
Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş. Erkan'ı da yıllar öncesinde dağlarda
tanımış, dostluğumuz dağların dışında, şehirde de devam eder olmuştu.
Dağlarda edinilen dostluklar çok kıymetlidir. Çünkü
dağlarda menfaat, beklenti, çıkar söz konusu değildir. Ortak bir amaç, ortak
bir gaye söz konusudur. Yani asıl olan dağlara olan sevdadır. Dağların zirvesine
ulaşabilmek de çok önemli değildir. Önemli olan o dağda, dostlarla birlikte
olmak, birlikte çıkabilmek ve birlikte tekrar sağ salim dönebilmektir. Yani
dağı da, dağın soğuğunu da, sıcağını da, zorluğunu da, zirvenin keyfini de, sağ
salim eve dönmenin mutluluğunu da paylaşabilmektir.
Değerli dostumun açık ofis tarzında dizayn edilmiş
ofisinde ilk dikkatimi çeken duvarlarında ki resimler olmuştu. En dikkat çekeni
de yine onun objektifinden olan ve Uludağ kara kayalar dan fotoğraflanmış büyük
zirvenin karla kaplı muhteşem fotoğrafı olmuştu. Bu fotoğrafı ve çok iyi
hatırlıyordum. Eğer yanılmıyorsam birlikte 2017 yılının Şubat ayında yaptığımız
Uludağ zirve tırmanışına ait bir fotoğraftı.
Kendi adıma muhteşem hala unutamadığım bir tırmanış
olmuştu. Sabahın erken saatlerinde Uludağ oteller bölgesinden başlayan zorlu
tırmanışımız, buz tutmuş zorlu ve dik kapı rotasından, kışlık teknik donanımlarımız,
kazma ve kramponlarımızın da yardımıyla rasat düzüne yani sırt hattına
ulaşmamız ile bambaşka bir coğrafya da göz alabildiğince karlı ama bir o kadar
da soğuk ve rüzgarlı bir havada tepeler arasından ilerleyerek Uludağ'ın 2543
metre rakımlı karla kaplı zirvesine kadar devam etmişti.
Şimdi yazarken bile hala gözümün önünde canlanıyor.
Müthiş, çok deneyimli ve hızlı bir ekip ile yaptığımız unutulmaz bir
tırmanıştı. Zorlu zirve tırmanışının dönüşü de oldukça uzun ve zorlu olmuştu.
Zirve dönüşü rotamızı Uludağ'ın yamaçlarına çevirmiş ve zorlu bir iniş
yapmıştık. Güvercinlik vadisi üzerinden, üzeri karla kaplı dereleri aşarak Said
Abad köyüne vardığımızda artık hava kararmıştı. Toplamda 12 saati bulan bir
tırmanış faaliyeti olmuştu.
İşte bu muhteşem tırmanışa tanıklık eden bu muhteşem
zirve fotoğrafına sırtımızı yaslayarak bir yandan acı kahvemizi yudumlarken bir
yandan da dağlar hakkında konuşmaya devam ettik.
Önümüzde ki dönem için duyurulan kış tırmanış
faaliyetlerinden Hasan dağı ve Aydos dağı kış tırmanışları hakkında konuştuk.
Aydos dağının 3430 metre rakımlı zirvesine 2014 yılının Haziran ayında, ikinci
kızımın doğumundan iki hafta önce çıkmıştım. Kış tırmanışını da yapmayı çok
istiyordum.
Hasan dağı ise benim için bir özlem demekti. Neden öyle
olmasın ki? Anadolu'nun bağrından çıkan bu heybetli dağın önünden, arkasından
pek çok kez farklı dağ tırmanışlarına giderken defalarca geçmiş her seferinde hayranlıkla bu heybetli dağı seyretmiştim. Bu zamana kadar çıkmak da nasip olmamıştı. Umarım bu kış ya da
önümüzde ki yaz kısmet olur.
Kahvelerimizden son yudumu alıp dostumdan kalkmak için müsaade
istediğimde artık hava kararmaya yüz tutmuştu. En kısa zamanda tekrar bir araya
gelmek üzere sözleşip dostumun yanından ayrıldım.
Dönüş yolunda, yolculuğuma da eşlik eden yağmur ile Medetsiz
dağının dönüş yolunda yakalandığımız yağış geldi aklıma. Medetsiz diyorum.
Doğrudur. Dağın adı Medetsiz. Adı gibi medetsiz, zorlu, yol vermeyen, geçit
vermeyen ama muhteşem bir dağdır Medetsiz. 2015 yılında yine Erkan ben ve
Burçin ağabey ile birlikte yaptığımız bu tırmanışa ait bir yazı yazmadığımı
dönüş yolunda araç kullanırken düşündüm ve kendi kendime hayıflandım.
Ama söz İlk fırsatta Medetsiz’i de yazacağım.
Yazımın başında niyetimin, Tekstil Kariyer “Kariyer ve İş” bloğum için bir sektör yazısı yazmak olduğunu yazmıştım. Ama sağ olsun bugün değerli dostum Erkan Pınar sayesinde burnumuzda buram buram tüten dağları konuştuk. Günün yazısı da dağlar ve dostlar hakkında, Benim Dikey Dünyam bloğum için oldu.
Yazımın başında niyetimin, Tekstil Kariyer “Kariyer ve İş” bloğum için bir sektör yazısı yazmak olduğunu yazmıştım. Ama sağ olsun bugün değerli dostum Erkan Pınar sayesinde burnumuzda buram buram tüten dağları konuştuk. Günün yazısı da dağlar ve dostlar hakkında, Benim Dikey Dünyam bloğum için oldu.
Teşekkürler dostum. Yüreğine sağlık. Birlikte nice
dağlara nice keyifli sohbetlere.
Yorumlar
Yorum Gönder