Merhaba değerli Hakkı Şenkeser “Benim Dikey Dünyam”
okurları.
Kişisel bloğumun ve bloğumda yazdığım yazıların ana teması ağırlıklı
olarak dağlar ve zirvesine çıktığım dağcılık faaliyetlerim üzerine. Yazdığım ve
sizler ile paylaştığım bu yazılarımda genellikle çıktığım dağa dair paylaşımlar
yapıp tecrübelerimi aktarmaktayım.
Hâlbuki sadece çıkılan dağ ve dağın zirvesi değildir özel
olan.
Tırmanış öncesinde kampın kurulduğu, çevresinde keyifli yürüyüşlerin
yapıldığı, tırmanış hazırlıklarının yapıldığı, tırmanış öncesinde dostlar ile
birlikte ateş başında toplanılıp keyifli sohbetlerin yapıldığı ve nihayetinde
gecenin bir yarısında daha gün ağarmadan tırmanışın başladığı kamp alanları da
en az zirvenin kendisi kadar özeldir, keyiflidir.
Zaten kampın kendisi de o dağın bir parçası değil midir?
Ben de buradan yola çıkarak sadece dağ tırmanışları mı
değil, tırmanış öncesini de dolayısıyla kamp alanlarını yazmalıyım diyerek, yaptığım
tırmanışlar öncesinde, kamp yaptığım kamp alanlarını da yazmaya karar verdim.
Böyle bir yazı dizisini yazmaya karar verip
bilgisayarımın başına oturduğumda yazımın ana başlığı da hazırdı. “En
Etkileyici Kamp Alanları” Fazla
düşünmeye de gerek kalmadan ilk yazacağım kamp alanına da tereddütsüz olarak
karar verdim.
“Kırakpınar Kamp Alanı ve Kıraktepe Yaylası”
Dolayısıyla yazı dizimizin başlığı da hazır olduğuna göre
başlayalım Kırakpınar’ı ve Kıraktepe yaylasını anlatmaya.
En Etkileyici Kamp Alanları / Ereğli Halkapınar İvriz
Köyü ve Kırakpınar Yaylası
Yazıma müsaadenizle, yazımın içeriğine de çok
yakışacağını düşündüğüm ve her fırsat da keyifle kullandığım iki alıntı ile
başlamak istiyorum.
İlki Robin Sharma’dan:
“Bir dağın zirvesinde olmanın keyfini önce eteklerinde
yürümeden nasıl yaşayabilirsin.”
İkincisi de Milton Berle’den:
“Hepimiz zirvede olmak isteriz ama asıl keyif, oraya
tırmanırken yaşadıklarımız dır. Zirveye tırmanmadan önce ilk olarak aşağıda ki
vadilerde yürümelisin ki zirvede olmanın keyfini yaşayabilesin.”
2014 yılının Mayıs ayıydı. Tarihler 31 Mayısı
gösterdiğinde Konya'nın Ereğli ilçe sınırları içerisinde yer alan 3448 metre
rakımlı Aydos dağına tırmanmak üzere, ERDAK, Ereğli Dağcılık Kulübünün
davetlisi olarak, 4. Aydos Şenliği ve Zirve Tırmanışı Etkinliğine katılmak
üzere Bursa’dan ekip olarak gece yarısında yola çıkmıştık.
Aydos dağı, Bolkar sıra dağları silsilesinde yer alan
ikinci en yüksek dağdır. Birincisi de 3524 metre rakımlı Mersin il sınırları
içerisinde yer alan Medetsiz dağıdır.
Sabahın ilk saatlerinde Ereğli ilçe merkezine
ulaştığımızda Türkiye’nin dört bir yanından ERDAK kulübünün çağrısına kulak
vererek Aydos dağı tırmanışı için ilçe merkezine gelen dağcı dostlarımızla
karşılaştık.
Organizasyonun toplanma için duyurduğu adres ilçe
içerisinde ki Yunus Emre Parkıydı. Burada ERDAK kulübü tarafından sımsıcak ve
güler yüzler ile karşılandık. Sıcak olan sadece karşılama değildi. Bardakta
ikram çorba ve günün anısına verdikleri ERDAK logolu poşu dolayısıyla
nezaketleri, ilgileri de sımsıcaktı.
İlçe merkezinde yapılacak organizasyon öncesinde vaktimiz
olduğu için hem kamp öncesi alışveriş yapmak hem de Ereğli merkezi gezmek
amacıyla gruplan ayrılarak kısa bir şehir turu yaptık.
İlçe merkezinde yapılan ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen dağcıların Türk Bayrakları ve dağcılık klüp flamaları ile kortej halinde yaptığımız yürüyüş Atatürk anıtında sona erdi.
İlçe merkezinde yapılan ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen dağcıların Türk Bayrakları ve dağcılık klüp flamaları ile kortej halinde yaptığımız yürüyüş Atatürk anıtında sona erdi.
Burada ilk olarak aziz Atatürk
ve silah arkadaşları ve Soma şehitleri anısına yaptığımız saygı duruşu ve
İstiklal Marşımızın okunmasından sonra topluca araçlarımıza binerek Halkapınar
ilçesine bağlı olan İvriz Köyüne doğru yola çıktık.
İvriz Köyünün, Ereğli
ilçesine bağlı, yeşil doğası, yerin altından kendiliğinden çıkan suyu,
mağaraları, İvriz Kaya Anıtı, tarihi İvriz Köprüsü gibi tarihi ve doğal
yapıları ile bölgenin en çok turist alan köyleri arasında olduğunu öğreniyoruz
yol boyunca.
Zaten kamp
öncesi Ereğli’den sonra ikinci durağımız da İvriz Köyüne adını veren İvriz Kaya
Anıtı ve İvriz Suyu Kaynağı oldu.
İvriz Kaya
Anıtının, Ereğli ilçesine yaklaşık 17 kilometre mesafede bulunduğunu ve
Milattan Önce 727 – 742 yılları arasında Hitit kralı Varpalavas tarafından
yapıldığını anıtı gezerken öğreniyoruz.
Kamp öncesi
üçüncü ve son durağımız da Çakıllar Köyü oluyor. Köyde çok fazla oyalanmıyoruz
ve Aydos dağı tırmanışı öncesi kamp kuracağımız ve geceyi geçireceğimiz
Kırakpınar yaylasına doğru yola çıkıyoruz.
Nihayet derin
vadiler arasından, dağlık arazide yavaş ve temkinli ilerleyen aracımızla kamp
yapacağımız 2100 metre rakımlı Kırakpınar yaylasına ulaşıyoruz. Çakıllar Köyü
ve Kırakpınar yaylası arası 7 kilometre. Bu mesafeyi, tırmanış için gelen
dağcıların bir kısmı çantalarını traktörlere vererek yürüyerek kamp alanına
ulaşıyor.
Kırakpınar, Kıraktepe yaylası kamp alanına ulaştığımızda saatler öğleden sonra saat 16.00 civarıydı.
Kırakpınar, Kıraktepe yaylası kamp alanına ulaştığımızda saatler öğleden sonra saat 16.00 civarıydı.
Araçtan
indiğimde uzun uzun etrafımı seyretmekten kendimi alamadım.
Muhteşem bir
coğrafyanın, dağların, keskin sırtlı tepeciklerin arasında doğa harikası bir
bölgedeydik.
Bir an önce çevre
turu yapmak ve bu eşsiz Kırakpınar kamp alanını gezmek, Aydos dağlarının
eteklerinde yürüyüşler yapmak istiyordum. Öyle değil mi? Bir
dağın zirvesinde olmanın keyfini önce eteklerinde yürümeden nasıl
yaşayabilirdim ki?
Ama öncelikli olarak geceyi geçireceğim kamp çadırını kurmam
gerekiyordu. Nitekim herkes bir an önce çadırlarını kurma telaşı içerisindeydi.
Hızlıca çadırımı kurdum. Çantalarımı ve diğer tırmanış malzemelerimi çadırımın
içerisine taşıdım.
Artık Aydos dağının eteklerinde Kırakpınar, Kıraktepe
yaylası kamp alanında yürüyüş yapabilirdim.
İlk olarak kamp alanımızın yukarısına doğru kampı dağa
yukarıdan görebilecek şekilde yürüyerek yükseldim. Artık kamp alanını ve
aşağılara doğru birden bire yükselen tepecikleri ve daha uzaklar da dağ
silsilelerini net olarak görebiliyordum.
Yukarıdan baktığım kamp alanı müthiş bir renk cümbüşünü
andırmaktaydı. Rengarenk çadırlar, kahverengi ve yeşilin birbiriyle karıştığı
dağlık bölgeye bir ressamın tuvalinde yaptığı renkli dokunuşları anımsatıyordu
desem sanırım abartmış olmam. Yazı içerisinde paylaştığım resimleri de
incelediğinizde sanırım ne demek istediğimi kolaylıkla anlayabileceksiniz.
Kamp alanında tahminen yüzün üzerinde çadır kurulmuştu.
Daha sonra öğrendiğim kadarıyla Aydos dağı zirve tırmanışı için Kırakpınar
yaylası kamp alanında Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş 260 dağcı
bulunuyordu.
Kırakpınar yaylası genelde hayvancılık ile geçimini
sağlayan köylülerin hayvanlarını otlattıkları, köy merkezi dışında ağaç popülâsyonunun
olmadığı kıraç bir bitki örtüsüne sahip etrafı yüksek tepeler ile çevrili bir
kamp alanı.
Yürürken Kırakpınar, Kıraktepe yaylasının ne anlama
geldiğini merak ettim. Daha sonra yaptığım kısa bir araştırmada Kırak
kelimesinin halk dilinde bir şeyin sınırlarını
oluşturan çizgi ya da bu çizginin yakınındaki yer, kıyı, kenar, uç anlamına
geldiğini öğrendim.
Yani, Kırakpınar, Kıraktepe kelime
anlamı olarak halk dilinde pınarın kenarı, tepenin kıyısı anlamına geliyordu.
Gerçekten de öyleydi. Tepelerin kenarında, Aydos dağının gölgesi altındaydık.
Etrafta yaptığım bu uzun yürüyüş
esnasında oldukça acıktığımı hissettim. Akşam yemeği ERDAK kulübün yaptığı
organizasyon dahilinde hazırlanıp ikram edilecekti.
Yemek saati de akşam 19.00 olarak
duyurulmuştu. Öncesinde yemek hazırlıkları yapılırken biz de dostlar ile yine
ERDAK kulübünün ikramı olan ve odun ateşinde büyük semaverler de hazırlanan çayımızı
keyifli bir sohbet eşliğinde yudumladık.
Yemek hazır duyurusu yapıldığında biz de
bol kepçe etli bulgur pilavı ve ayrandan oluşan akşam yemeğimizi alabilmek için
kuyruğa girdik.
Akşam yemeğimizi yine topluca Kırakpınar
yaylasının doyumsuz manzarası eşliğinde, nispeten ufak kayacıkları kendimize
masa yaparak yine dağcı dostlarımızla, sadece yemeğin lezzetinden değil
içerisinde bulunduğumuz müthiş Kırakpınar yaylasının atmosferinden de olsa
gerek iştahla yedik.
Yemek sonrası ERDAK kulübü yöneticileri
tarafından zirve tırmanışı toplantısı yapıldı. Kamp kuralları, tırmanışın
başlayacağı saat, tahmini tırmanış süresi, tırmanış programı, tırmanış sonrası
dönüş parkuru ve Kırakpınar yaylasında ki kamp alanına tahmini dönüş saati ve
kamptan ayrılış saati hakkında bilgilendirmeler yapıldı.
Toplantının sonunda artık hava kararmaya
yüz tutmuş, kamp ateşi yakılmıştı. Eh bize de bu keyifli anların tadını
çıkartmak düşmüştü. Kamp ateşi başında sazlı, sözlü, bol muhabbetli zamanlar
çabucak geçmiş. Sessizlik saati duyurusu yapılmıştı.
Saatler gece 22.00’yi gösteriyordu.
Tırmanışın başlayacağı saat gece 03.00 olarak duyurulmuştu. Ben de çoğunluk
gibi çadırıma çekildim. Uyudun mu? Diye soracak olursanız cevabım eh işte
olacaktır.
Saatimi tırmanış öncesi bir şeyler
atıştırmak hafif bir kahvaltı yapmak ve tırmanış çantamı ve tırmanış
malzemelerimi son bir defa gözden geçirebilmek için gece 02.00 de kalkmak üzere
kurmuştum.
Bölük pörçük de olsa uyumuş, saatimin
alarmı çalmadan gece 01.30 gibi uyanmıştım.
Kahvaltımı yaptım son hazırlıklarımı da
tamamlayıp kaskımı ve kafa fenerimi de alarak çadırım dan dışarıya çıktım.
Gökyüzü açık yıldızlı, ama hava soğuktu.
Montlarımız üzerimizdeydi. Aydos dağının ve Kırakpınar yaylası çevresinde
bulunan tepelerin gölgesi kamp alanımızın üzerine düşüyordu.
Kamp alanı, dağcıların kaskları üzerinde
bulunan kafa fenerlerinin ışıklarıyla belli belirsiz aydınlanıyordu. Ama
yüzleri seçmek çok mümkün değildi.
“Tırmanış başlıyor. Herkes sıraya
geçsin” Duyurusuyla biz de tırmanış
ekibi içerisinde ki yerimizi aldık.
Ve nihayet Aydos dağı tırmanışı başladı.
Yavaş yavaş Kırakpınar yaylasının daha üst rakımlarına doğru ERDAK kulübü
rehberlerini takip ederek yükselmeye başladık.
Evet, sevgili dostlar. Yazımın başlığı En Etkileyici Kamp Alanları ve Kırakpınar Yaylası, Kıraktepe olduğu için burada sizlere Aydos dağı tırmanışını
sizlere uzun uzun anlatmayacağım.
Şöyle yukarıya doğru yazdığım satırları
kontrol ettiğimde MS Office programının Word yazılımı şu ana kadar 1318 sözcük
yazdın sayfa olarak da 5 sayfa oldu yeter der gibi gözümün içerisine bakmakta. Burada
sanırım bir de Aydos dağı tırmanışını anlatmaya kalkarsam herhalde kitap olur.
Ayrıca sizi gereğinden uzun yazarak çok
fazla yormak da istemiyorum. Ama söz, okurken sıkılmamanız için bolca resim yükleyeceğim.
Aydos dağı tırmanışı, yani zirveye
varmamız 6 saat sürdü. Uzun, yorucu ama bir o kadar da müthiş keyifli bir
tırmanış oldu.
Aydos dağı zirvesine vardığımızda saat 09.00
olmuştu. Zirve de 1 saat kaldıktan sonra topluca tırmandığımız rotadan farklı
bir güzergâhı takip ederek saat 14.15 de tekrar Kırakpınar yaylası kamp alanına
döndük.
Kısa bir molanın ardından çadırları toplayarak
malzemelerimizi araçlarımıza yükledik. Artık veda vakti gelmişti.
Kırakpınarı yaylası, Kıraktepe
mevkiinden ayrılırken son bir kez daha geriye dönerek uzun uzun Aydos dağını ve
yamaçlarını seyrettim.
İçimden ne mi geçirdim? Kesinlikle Aydos’a bir kez daha gelecek bu
kocaman yürekli güzel insanlar ile tekrar bu dağa çıkacaktım.
Evet, sevgili dostlar. Uzun bir yazı
oldu ama umarım keyifle okursunuz.
Bende bu vesileyle başta ERDAK, Ereğli
Dağcılık Kulübü nezdinde başta çok değerli hocam Metin Helimoğlu olmak üzere
tüm görevli arkadaşlara, emeği geçen herkese ve Türkiye’nin dört bir yanından
gelen dağcı dostlarımıza ve o gün birlikte yola çıktığımız değerli Bursa’lı
dağcı dostlarımıza canı gönülden teşekkür ederim.
Kalın sağlıcakla…
Hakkı Şenkeser
Not: En Etkileyici Kamp Alanları / Ereğli Halkapınar İvriz Köyü ve Kırakpınar Yaylası başlıklı yazımda sizler ile paylaştığım fotoğrafların bir kısmı bana aitken bir kısmını da ERDAK kulübünün facebook sayfasından etkinliğe ait fotoğraflar içerisinden seçerek aldım. Bu vesileyle kendilerine tekrar teşekkürü borç bilirim.
Anahtar Kelimeler: En Etkileyici Kamp Alanları, Kırakpınar, Kıraktepe, Aydos, Ereğli, Halkapınar, İvriz, İvriz Köyü, dağcı, dağlar, benim dikey dünyam, Hakkı Şenkeser, ERDAK, dağ, dağcılık, kamp, kamp alanı
Not: En Etkileyici Kamp Alanları / Ereğli Halkapınar İvriz Köyü ve Kırakpınar Yaylası başlıklı yazımda sizler ile paylaştığım fotoğrafların bir kısmı bana aitken bir kısmını da ERDAK kulübünün facebook sayfasından etkinliğe ait fotoğraflar içerisinden seçerek aldım. Bu vesileyle kendilerine tekrar teşekkürü borç bilirim.
Anahtar Kelimeler: En Etkileyici Kamp Alanları, Kırakpınar, Kıraktepe, Aydos, Ereğli, Halkapınar, İvriz, İvriz Köyü, dağcı, dağlar, benim dikey dünyam, Hakkı Şenkeser, ERDAK, dağ, dağcılık, kamp, kamp alanı
Yorumlar
Yorum Gönder