Merhaba Sevgili Arkadaşlarım ve çok değerli Hakkı Şenkeser “Benim DikeyDünyam” başlıklı blog takipçilerim.
Öncelikle yazının başlığı bana ait değil. Web de yaptığım sektörel bir araştırma sırasında karşıma çıktı. Bir yandan hem ilgiyle hem de üzülerek okudum ve sizlerle de paylaşmak istedim.
Öncelikle yıllarca Tekstil Sektöründe çalışmış ve bu konuda farklı firma ve üretim parkurlarında yöneticilik deneyimi olmuş biri olarak, tekstil sektörünün asıl iş gücü kaynaklarının, meslek liselerinden başlayarak, meslek yüksek okulları ve nihayetinde tekstil mühendisliği fakülteleri olduğunu düşünen biri olarak ki! Maalesef öyle değil. Özellikle meslek liseleri ve meslek yüksek okulları mezunlarını sektörde çalışmayı düşünmediklerini üzülerek takip etmekteyim. Hele ki ülkemizde ki Tekstil mühendisliği bölüm kontenjanlarının çok altında öğrenci aldığını ya da boş kaldığını görmek çok daha üzücü.
Bu konuda iğneyi bence tüm sektör temsilcileri kendilerine batırmalı. Kafayı öne eğip düşünmeli. Sadece kanun koyucular, okullar değil. Sektör yatırımcıları da.
Sözü çok daha fazla uzatmadan. Başlığa konu olan makalenin sahibi Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci ile yapılan Denizli gazetesine ait bir röportaj yazısını paylaşıyorum.“TEKSTİL FAKÜLTELERİNİN DURUMU DRAMATİK BİR HALDEDİR”
Son dönemde tekstil sektöründe yaşanan nitelikli insan kaynağı ihtiyacı konusunda açıklama yapan Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci, “Günümüzde meslek okullarında tekstil bölümlerine öğrenci bulmak ve tekstil bölümlerinden öğrenci yetiştirmek artık neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bir diğer taraftan üniversitelerimizdeki tekstil fakültelerinin durumu ise insanın içini acıtır derecede dramatik bir haldedir” dedi.
Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci, son dönemde hemen hemen her sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe de yaşanan nitelikli insan kaynağı ihtiyacı konusunda açıklamalarda bulundu. Tekstil ülkesi olan Türkiye’de tekstil mühendisliği eğitiminin bugüne kadarki en zor günlerini geçirdiğini ifade eden Keçeci, şunları söyledi:
“Türkiye’nin tekstil ürünleri ihracatı 25,2 milyar Dolar seviyelerindedir. Sektörün ülke genelindeki istihdamı 918 bin 174 kişi ile toplam istihdamın yüzde 7’sini oluşturuyor. Tekstil ve hazır giyim sektörü, ürettiği doğrudan, dolaylı ve uyarılmış brüt katma değer ile de ülkemizin en önemli sektörü.
Ayrıca sektörün ülke geneline yayılan işletme yapısı ile girişimcilik ve istihdam yaratma yönünden de Türkiye için en kritik, en canlı, en fazla katma değer üreten iş ve yatırım alanlarından biri olduğu ortaya çıkıyor.
Tekstil üretiminin de diğer üretim dallarında olduğu gibi, moda-marka yaratan, Ar-Ge’ye açık, daha fazla değer üreten sektör olması yönünde hayli uğraşı veriliyor. Bu konuda Sanayi Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, sivil toplum örgütleri önemli proje ve çalışmaları, ciddi miktarda bütçeler ayırarak gerçekleştiriyor. Türkiye içinde ve dışında efektif moda ve tasarım merkezleri oluşturuluyor.
Bu merkezlerde önemli defileler, şovlar, Ar-Ge ve tasarım faaliyetleri yapılıyor. Tüm maksat, daha farklı tekstil ürünü üretebilmek ve tekstilde daha çok değer yaratabilmektir. Bu çalışmaların gerçekleştirilebilmesi, başarılı olması ve neticelendirilebilmesi için en önemli unsur insan faktörüdür.
İnsanımızı bu konuda daha iyi yetiştirebilmek ve bu maksadımızı gerçekleştirecek yetkinliklere ve yeterliliklere sahip olmasını sağlamak en önemli kriterimizdir. Bunun için ülkemizde meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve özellikle de üniversitelerde tekstil bölümleri açılmış ve insanımızı bu konuda eğitmek için hazır beklemektedirler.
Şurası bir gerçek ki, günümüzde meslek okullarında tekstil bölümlerine öğrenci bulmak ve tekstil bölümlerinden öğrenci yetiştirmek artık neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bir diğer taraftan üniversitelerimizdeki tekstil fakültelerinin durumu ise insanın içini acıtır derecede dramatik bir haldedir.”
“ÜNİVERSİTELERİMİZİN TEKSTİL FAKÜLTELERİ, ÖĞRENCİ BEKLER DURUMA GELMİŞLERDİR”
“Tekstil sektöründe arzu ettiğimiz teknolojiyi yaratacak, modayı takip edecek, yeni ürünler tasarlayacak ve üretecek insanlarımızın öncelikle eğitimli ve mühendis olması gerekir” diyen Başkan Keçeci; “Bugün üniversitelerimiz, bu sene gerçekleşen üniversite sınavları ve yerleştirmeler neticesinde, tekstil bölümlerine öğrenci bulamamaktan dolayı ne yapacaklarını düşünmektedirler.
Üniversitelerimizin tekstil fakülteleri, bünyesindeki öğretim görevlileri, çalışanları ve tüm personeliyle eğitim vermek için adeta öğrenci bekler duruma gelmişlerdir. Bu durum gerçekten vahimdir. Nedenlerini mutlaka iyi analiz ederek bulmak gerekir.
Neden gençlerimiz ülkemizin en önemli sektöründe mühendis olmak için bu fakültelere ve bölümlere müracaat etmiyorlar? Ya da üniversitelerimiz neden bu bölümlerine öğrenci bulamıyorlar? Türk Tekstil Sanayi ve tekstil ile ilgilenen tüm sanayicilerimiz için çözüm bekleyen en önemli memleket sorunlarından birisinin bu olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Denizli Sanayi Odası Başkanı, Müjdat Keçeli.
Evet, öncelikle ben sayın başkana böylesine çok önemli ve ciddi bir konuya değindiği için teşekkür ediyorum. Umarım tüm paydaşlar bu konuda üzerine düşeni ilk fırsatta çok daha zaman kaybetmeden yapar. Özellikle Tekstilde Endüstri 4.0 ‘ı konuştuğumuz bu günlerde.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder