Merhaba değerli Hakkı Şenkeser "Benim Dikey Dünyam" okurları. Acıgöl,
Konya’nın Karapınar ilçe sınırlarında yer alan volkanik bir göl.
Yine volkanik krater gölü olan Meke gölünün kuzey doğusunda yer almaktadır. Ereğli’ye giderken yol üzerinde, 8.kilometre de yer alan Acıgöl'e bizde arkadaşlarımız ile birlikte 2014 yılının Haziran ayında tırmanış için Aydos dağına giderken yolumuz üzerinde olduğu için uğramıştık.
Yine volkanik krater gölü olan Meke gölünün kuzey doğusunda yer almaktadır. Ereğli’ye giderken yol üzerinde, 8.kilometre de yer alan Acıgöl'e bizde arkadaşlarımız ile birlikte 2014 yılının Haziran ayında tırmanış için Aydos dağına giderken yolumuz üzerinde olduğu için uğramıştık.
Sabahın erken saatlerinde ulaştığımız Acıgöl volkanik bir patlama ile oluşmuş krater gölü. Acıgöl suyunun renginin koyu lacivert olması çok derin olduğunu gösteriyor. Nitekim Acıgöl ile ilgili yaptığım araştırmalarda derinliğinin 300 metreyi geçtiğini okudum. Bu derinliği ile Acıgöl dünyadaki krater gölleri arasında 3.sıradaymış.
Acıgöl'ün jeolojik yapısı da çok ilginç, elips şeklinde olan Acıgöl'ün kenarları dik bloklar
halinde suya iniyor. Kaya bloklarının ve Acıgöl kenarındaki zeminin rengi ve
yapısı volkanik gri ve siyah kül rengi bir karışım. Derinliğini gördükten sonra
içinde acaba canlı yaşıyor mu? Diye de düşünüyorsunuz. Fakat Acıgöl ile ilgili
okuduğum kaynaklar suyunun magnezyum sülfat karışımı sebebi ile acı ve tuzlu
olduğu bu sebeple içerisinde mikroskobik canlılar dahil hiçbir canlının
yaşamadığını yazmaktalar.
Acıgöl'ün ile
ilgili biraz daha bilgi vermek gerekirse, genişliği 1250 ile 1750 metre arasında.
Dairevi biçimde olan göl suyunun aynı zamanda şifalı olduğundan da
bahsediliyor.
İçerisinde ki minarelerden dolayı insan vücudundaki kaşıntı, yara, sivilce ve benzeri rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor. Ama bu sebeple olsa bile içine kimsenin kolay kolay girmeye cesaret edebileceğini zannetmiyorum. En azından ben giremem. Ama içerisine yüzmek için giren oluyor mu? Diye de düşünmeden geçemiyorum.
İçerisinde ki minarelerden dolayı insan vücudundaki kaşıntı, yara, sivilce ve benzeri rahatsızlıklara iyi geldiği söyleniyor. Ama bu sebeple olsa bile içine kimsenin kolay kolay girmeye cesaret edebileceğini zannetmiyorum. En azından ben giremem. Ama içerisine yüzmek için giren oluyor mu? Diye de düşünmeden geçemiyorum.
Yine Acıgöl ile
ilgili ilginç bir özellik, kurak yaz mevsimlerinde bile seviyesinin aynı
kaldığından bahsedilmesi. Bir rivayete göre de, Acıgöl'ünyeraltı kaynakları ile Akdeniz’e
bağlı olduğundan bahsediliyor.
Acıgöl ile
ilgili bir de efsane var. Onu da yazmadan geçmeyelim.
Eski zamanlar da bir derviş şu anda
Karapınar’ın 8 km kuzey batısında bulunan Acıgöl'ün olduğu yere gelir. O
zamanlarda daha Acıgöl yokmuş ve onun yerine büyük bir dağ ve bu dağın
eteklerinde küçük bir köy varmış.
Bu derviş köylüden ekmek istemiş
hangi kapıya vardıysa kovulmuş ve kovalanmış sadece kendisine 2 çocuklu bir
gelin köylülerden gizlice ekmek vermiş onu ağırlamış ve ibadet etmesi için
olanak sağlamış.
Derviş bu geline demiş ki; "kızım
şimdi burayı terk et ve her ne olursa olsun arkana bakma" diye sıkı sıkı tembih
etmiş. Gelin de, bir çocuğunu sırtına alıp diğerinin de elinden tutarak hızlıca
köyü terk etmiş.
Efsanevi taşın bulunduğu
yere gelince de arkasında kopan büyük gürültüyü merak etmiş ve arkasına bakmış. Gördüğü manzara, köyün üzerinde bulunduğu dağın yerle bir olmuş hali olmuş. Bunun üzerine kendisi de hemen köyüne geri dönmesi ile birlikte bulunduğu yerde taşlaşmış.
Acıgöl ile ilgili en büyük efsane
ise Akdeniz ile bağlantısının olduğu ve bu nedenle su seviyesinin yılın her
dönenimde aynı kalması.
Evet, Acıgöl de coğrafi yapısı ve
efsaneleri ile güzel memleketimizin doğal varlıklarından sadece bir tanesi.
Bizlere düşen bu değerlerimize sahip çıkmak ve korumak.
Acıgöl'ün de ülkemiz ve dünya da tanıtımını yaparak bölgeye daha çok turist çekmek hem bölgenin ekonomik olarak kalkınmasını sağlayacak hem de doğal ve kültürel varlıklarımıza sahip çıkmak konusunda ülke olarak daha çok bilinçlenmemize katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Bizlere düşen bu değerlerimize sahip çıkmak ve korumak.
Acıgöl'ün de ülkemiz ve dünya da tanıtımını yaparak bölgeye daha çok turist çekmek hem bölgenin ekonomik olarak kalkınmasını sağlayacak hem de doğal ve kültürel varlıklarımıza sahip çıkmak konusunda ülke olarak daha çok bilinçlenmemize katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere,
hoşça kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder