Merhaba çok değerli Hakkı Şenkeser "Benim Dikey Dünyam" okurları. Geçtiğimiz hafta Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümünün çok değerli hocalarından Sayın Prof. Dr. Binnaz Kaplangiray Hocamızın davetiyle; Tekstil Mühendisliği ve Makine Mühendisliğinde okuyan genç arkadaşlarımıza;
Yaşam Boyu Öğrenme
Mesleki Yeterlilik
Motivasyon
Konu başlıklarını içeren online bir seminer verdik. Öncelikle buradan başta çok değerli Binnaz Hocama ve seminere katılım sağlayan değerli genç mühendis adayı arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu vesileyle de yine seminere adını veren "Yaşam Boyu Öğrenme" konusu hakkında ki yazımı da sizler ile paylaşıyorum.
Semineri izlemek için altta ki linke tıklamanız yeterli...
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SEMİNER-YAŞAM BOYU ÖĞRENME, MESLEKİ YETERLİLİK VE MOTİVASYON
Yaşam Boyu Öğrenme Nedir?
Artık içerisinde bulunduğumuz dönemde metaverse evrenini konuşmaya hatta yaşamaya başladık. Dolayısıyla öğrenme eylemi hiç bir dönem içerisinde bulunduğumuz bu dönem kadar önemli olmamıştı. Yaşam boyu öğrenmenin tanımına bakmadan önce konuyla ilgili olarak, yaşam boyu öğrenmeyi gerekli kılan hem ekonomik hem de sosyal açıdan her türlü gelişimi ve değişimi tetikleyen “Endüstrinin Gelişimi” kavramına bakıyor olmak lazım.
Endüstri Devrimi süreci
başlamadan önce ekonomik yapı büyük oranda tarım ve hayvancılığa bağlıydı. Buhar makinesinin icadı ile tetiklenen Endüstri Devrimi, toprağa, tarıma ve
insan gücüne dayalı ekonomiden, makineleşme ve seri üretimle şekillenen yeni ve
farklı bir ekonomik yapıya geçişi sağladı.
Birinci sanayi devrimi
18’inci yüzyıl sonlarında gerçekleştiğinde, bu devrimi tetikleyen şey buhar
enerjisi ve buhar enerjisi ile çalışan makinalardı.
İkinci sanayi devrimi
elektriğin icadı ve onunla birlikte gelişen daha hızlı ve verimli makinalar
yani seri üretim kavramıydı.
Üçüncü sanayi devrimi ise
70'li yıllarda geldi ve elektrik yerini elektroniğe bıraktı. Üretimde
otomasyon, bilgisayarlar, toplam kalite yönetimi gibi kavramlarla üretim çok
daha verimli hale geldi.
Ardından nihayet endüstri 4.0 geldi. Konuyu yüzeysel bir şekilde duyanların aklına Endüstri 4.0 denince otomasyon, robotlaşma geliyor. Halbuki bunlar endüstri 3.0’ın konuları. Bugün artık otomasyona geçmeyen firma artık yok denecek kadar az.
Peki Endüstri 4.0 Gerçekten Nedir?
Endüstri 4.0; İş süreçlerinin veriye dayalı
bilimsel metotlarla yönetildiği, Nesnelerin İnterneti, Büyük Veri ve Makinalar
Arası İletişim teknolojilerinin birlikte kullanılması ile ortaya çıkan yeni
Sanayi Devrimi’ne verilen isimdir. Temel olarak üç ayrı yapıdan oluştuğunu ifade edebiliriz:
Hizmetlerin İnterneti,
Siber Fiziksek Sistemler,
Bu kavramlara hızlıca bakacak olursak;
Makinelerin birbirleri ile kurduğu ve her türlü veri alış verişinin gerçekleştiği kablosuz iletişimi ifade eder. Bu makinelere
robotlar da denebilir. Her robotun kendine ait iletişim adresi vardır ve bunlar
çok hızlı şekilde birbirileri ile iletişi kurarak değişen üretim stratejisine
ayak uydururlar. Karar alma ve uygulama süreçleri oldukça kısadır. Veri
analizleri tüm birimlere derhal ulaştırılır.
Hizmetlerin İnterneti
Ortaya çıkacak olan yeni hizmet alanlarının olmasını ifade eder. İnternet
üzerinden hizmet verecek olan kişiler, hizmet alacak kişileri, bunların
arasındaki ilişkiyi sağlayacak yazılımı ve hizmetlerin kendisini içerir. Eposta hizmetleri, bulut sistemi gibi
hizmetler buraya girmektedir.
Siber - Fiziksel Sistemler
Sanal dünyanın bir kopyası olarak, kendi kendini idare eden, sensörleri
vasıtasıyla işlemlerini gören sistemlerin genel adıdır.
Dolayısıyla yaşam boyu
öğrenme ihtiyacının doğduğu sürecin başlangıcını endüstri 1.0 gelişmeleri tetiklemiş
ve 1900’lü yıllarda başlayan küresel ekonomik, sosyal ve kültürel gelişim ile
değişim, dünya geneline dağılmış tüm bireylerin sürekli gelişmesini zaruri
kılmıştır. Bu kapsamda ait olunan topluma uyum sağlanmasının ve mesleki yönden
ilerlemenin mümkün hâle gelmesinin yolunu ise yaşam boyu öğrenme açmıştır.
Peki, Yaşam Boyu Öğrenme Neden Bu Kadar Önemlidir?
Yaşam boyu öğrenme, ekonomik ve kültürel kalkınmayla beraber Türkiye’de de sıklıkla anılmaya başlanan odak noktasına insanı koyan, öğrenmeyi okulla sınırlayan anlayışı yıkarak okul dışına da kaydıran ve bunun yaşamın sonuna kadar devam ettirilmesini benimseyen bir kavramdır.
Dolayısıyla yetenek, bilgi ve
becerilerin bireysel, sivil ya da sosyal ve istihdamla ilintili olacak şekilde
beşikten mezara değin geliştirilmesini sağlayan öğrenme etkinliklerinin tamamı,
yaşam boyu öğrenmenin kapsamına girer. Bu etkinlikler;
Örgün
Yaygın
Doğal
Olmak üzere 3 ana başlıkta
incelenebilir.
Örgün Eğitimle Öğrenme
Eğitim ve öğretim
kurumlarında verilen eğitimi kapsar. Eğitim sonunda çeşitli nitelikler
kazanılır ve diploma verilir.
Yaygın Eğitimle Öğrenme
Örgün eğitimi ve öğretimi
tamamlayıcı nitelikteki eğitimi kapsar. Özel dersler, çeşitli grupların
gerçekleştirdiği etkinlikler, iş yerlerinde verilen eğitimler, sanat ya da spor
dersleri bu tür eğitimlerdendir. Eğitimlerin sonunda katılımcılara sertifika,
katılım ya da başarı belgesi adı altında belgeler verilebilir.
Doğal Öğrenme
Kişilerin günlük
yaşamlarındaki öğrenme sürecini kapsar. Eğitimin okul çağı içerisine
hapsedilmeyerek süreklilik kazanmasına ve yaşam kalitesini yükselten bir araç
olarak görülmesine sunduğu katkı nedeniyle yaşam boyu öğrenme kavramı oldukça
önem kazanmış durumdadır.
Dünya genelinde ve yaygın olarak ülkemizde örgün eğitimin, toplumların ve sanayinin beklentilerini karşılayacak nitelikte olmaması sonrası ortaya çıkan yaşam boyu öğrenme, örgün eğitimin bir alternatifi olarak algılanmamalıdır.
Bu kavram, eğitim hayatı sonrası yeteneklerin keşfedilmesine ve eksikliklerin tamamlanmasına yönelik katkı olarak değerlendirilmelidir. Öğrenmede fırsatlar yaratılarak kişisel gelişime katkıda bulunmak, ekonomik büyüme sağlamak ve toplumsal bütünleşmenin gerçekleşmesini sağlamak, yaşam boyu öğrenmenin temel amaçlarıdır.
Öğrenmenin ve yetenekleri
geliştirmenin bir üst sınırı bulunmadığından yaşam boyu öğrenme herkes için
mümkündür.
Kişilerin gerçek hayatla genellikle okul hayatı sonrasında karşılaşıyor olması, problemleri çözmede yaşam boyu öğrenmenin önemini gözler önüne sermektedir zira mevcut dış talebin karşılanması için edinilmiş bilgi ya da beceriler, gelişip değişen dünyaya adapte olmada hiç kimse için yeterli olmamaktadır.
Yaşam boyu öğrenme,
“öğrenen toplum” hâline gelinmesi için gerekli en temel yapı taşı olması,
kişileri bilinmeyen durumlara hazırlaması ve onların sahip oldukları
kapasitelerini geliştirmesi hem toplumsal hem bireysel ihtiyaçları karşılayacak
kurumların artırılmasını tetiklemesi ve böylelikle geniş bir alanda/toplumun
tamamında etkili olması nedeniyle de önemlidir.
Demokratik bir eğitim olan
yaşam boyu öğrenme, demokratik bir toplum yaratılmasına ve arza değil talebe
yönelik eğitim-öğretim faaliyeti yapılmasını da sağlar. Ayrıca, istihdam
yaratarak ekonomik gelişmeye ve bireysel gelişimi artırması sayesinde toplumsal
uyumun yaratılmasına katkıda bulunması nedeniyle de değerine değer katar.
Yaş, mekân, zaman ya da eğitim düzeyinden bağımsız işlemesi sebebiyle de yaşam boyu öğrenme, dünya genelinde bu denli öncelikli hâle gelmiş durumdadır çünkü ancak bu duvarların yıkılmasıyla insanın doğasında köklü bir yeri olan öğrenme isteğinin yaşam geneline yayılması mümkün hâle gelir.
Evet değerli arkadaşlar sanırım yaşam boyu bir diğer adıyla hayat boyu öğrenme kavramlarının yaş, mekan, zaman kavramları önemli olmaksızın hepimizin birinci derece önceliklerimiz arasında olması gerektiğinin artık hepimiz farkındayızdır umarım.
Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere hepinize iyi hafta sonları diliyorum. Selamlar.
Yorumlar
Yorum Gönder