Outdoor Yaşamlar Bölüm 1 (Doğadan Uzak Yaşamlar)

Merhaba çok değerli Hakkı Şenkeser“Benim Dikey Dünyam” okurları. Outdoor yaşamlar, 2 bölüm halinde yazacağım bir yazı olacak. İlk bölüm biraz daha outdoor yaşamın dışında ki bir yaşam şeklinin tanımı olacak. Bu sebeple ilk bölümün başlığı Outdoor Yaşamlar Bölüm 1 (Doğadan Uzak Yaşamlar Olacak) Outdoor yaşam şeklini anlatmadan önce tam zıttı bir hayat şeklini anlatmak outdoor yaşam tarzına daha çok merak uyandıracaktır diye düşünüyorum.



Ama kestirmeden Outddor Nedir? diye soruyorsanız da linke gitmeniz yeterli.


Doğadan Uzak Yaşamlar

Başlamadan önce hatırlatmak istiyorum. Aralarda paylaşacağım fotoğraflar bir outdoor faaliyetimize ait. Kürekli Şelalesi doğa yürüyüşünden. Doğadan uzak yaşamları anlatırken, neden outdoor faaliyetine ait fotoğraflar yükledin demeyin lütfen. Sıkıcı şehir fotoğrafları paylaşmak istemedim.



Outdoor faaliyetlerine yani doğa yürüyüşlerine ve dağcılığa başlamadan önce, benim de zamanımın büyük bir kısmı, özellikle de iş dışında ki sosyal yaşantımda, çevremdeki insanların neredeyse büyük bir çoğunluğu gibi şehir hayatı içindeki koşuşturmalar ile geçiyordu. Outdoor, yeşil, doğa, ağaç, dağlar, nehirler kavramı benim için sadece park ve bahçelerden hatta national geographic belgesellerinden ibaretti desem yalan olmazdı sanırım. Hatta çimenlerin üzerine de kesinlikle basmamalıydık. (Yeşili uzaktan sevelim) O kadar yani!

Bugün tutkunu olduğum dağlar ise benim için çok uzaktı ve yüksekti. Uzun yolculuklar boyunca karayolları vasıtası ile etrafını dolaşarak aştığımız büyük ve devasa engeller, yabani hayata ev sahipliği yapan, teknolojinin olmadığı, telefonların çekmediği kısacası yaşamanın mümkün olmadığı ya da zor olduğu yerlerdi. Hatta ne yazık ki dağlar özellikle geçmiş yıllarda terör demekti.



Hepimiz hayatımız boyunca yaşamımızı devam ettirebilmek için çok çalışmak zorundayız. Ömrümüz işe giderken ve dönerken trafikte ve iş yaşamının yoğun stresi altında geçip gidiyor. Outdoor ise şehir hayatında yaşamını sürdüren insanlar için çok uzak bir kavram.

Boş zamanlarımızda ise kendimiz ve ailemiz için yapabildiğimiz en iyi şey ise AVM’ler de gezmek, bir şeyler yiyip içip alışveriş yapmak. Sanırım ayda bir kez sinema ya da tiyatroya gitmek yapılabilecek en büyük etkinlik.



Düşünsenize bir kere, trafikte gürültü ve stres altında sadece egzoz gazını soluduğumuz bir ortamdan geçerek iş yerinize ulaşmaya çalışıyor varınca da yine dört duvar arasında yoğun stres altında 8 saat ya da çok daha fazla çalışıyorsunuz.

İş çıkışı, eğer şanslı iseniz ki bu artık çoğu zaman mümkün olmuyor yine trafikte uzun saatler geçirerek evinize yani yığma tuğla ve betondan oluşmuş yapıların içerisine kendimizi atıveriyoruz.



Dikkat edin! Hala stres altındayız. Vücudumuzdaki negatif elektriği boşaltacak bir toprak teması hayatımız boyunca olmuyor. Bulunmaktan en çok mutlu olduğumuz sevdiklerimiz yani ailemiz ile birlikte yaşadığımız, kendimizi en güvende hissettiğimiz ortamda bile stres altındayız. Toprak sadece evlerimizde yetiştirdiğimiz çiçeklerin saksılarında.

Böyle bir yaşam şekli hiç birimizin kabahati değil.




Yaşam şartları, ekonomik zorluklar insanları bu şekilde yaşamaya zorluyor.

Köyü ve toprağı olan hak ettiğini kazanamadığı için şehirlere göçerken.

Daha küçük şehirlerde yaşayan insanlar da kısıtlı iş imkânları ya da geçim zorlukları sebebi ile daha büyük şehirlere göçüyor.

Şehirler daha da kalabalıklaşıyor. Yeni araçlar trafiğe çıkıyor. Bu sebeple yeni ve çok daha yüksek binalar daha geniş yollar yapılıyor. İnsanlar üst üste beton yığını yüksek binalarda oturuyor ve her türlü pazarlama faaliyetleri ile de bu tip bir yaşam şekline teşvik ediliyor.



Bu döngü ise durmaksızın devam ediyor. Bu binaları ve yolları yapmak için daha çok ağaç kesiliyor daha çok tarım alanı yok ediliyor. Yeşil, ağaç ve park alanları ise bu pahalı inşaat projelerinin yüksek ve güvenlikli duvarlarının arasındaki birkaç metre kareden ve şehir içerisindeki küçük parklardan ya da evlerinizde ki saksı içlerinde ki bir avuç toprakdan ibaret.

Belki bu binalarda çok mutluyuz ve güvenlikteyiz. Ya da öyle olduğunu düşünüyoruz.

Peki sağlığımız? Çocuklarımızın ve ailemizin sağlığı? Geleceğimiz?



Çok uzatmayacağım sanırım outdoor yaşam tarzı dışında ki bir yaşam şekli olan doğadan uzak bir yaşamın tarifini yaptık.

Yine umarım bu yazı içerisinde pek çok kez geçen outdoor kavramı için de bir merak uyandırdık diye düşünüyorum.



O zaman bir sonra ki yazım da Outdoor Yaşamlar Bölüm 2’de görüşmek üzere hoşça kalın.


Hakkı Şenkeser

Yorumlar