Yalın Üretimde 3K Metodu (Kaizen, Kaikaku, Kakushin)

Merhaba çok değerli HakkıŞenkeser “Benim Dikey Dünyam” okurları. Yalın Üretim süreçleri ile ilgili artık günümüzde işletmeler çok daha fazla gayret içerisindeler. Çünkü pazarda ki rekabet ile birlikte artan enerji ve hammadde maliyetleri artık hiç olmadığı kadar kurumların üzerinde baskı oluşturmaya başladı. 



Kurumlar da aynı biz insanlar gibi yaşayan varlıklardır ve en temel iç güdüleri yaşamak yani ayakta kalmaktır. Dolayısıyla üretim yaparken karlılıklarını da devam ettirmelidirler. Bunun yolu da artık süreç verimliliklerini arttırmaktan ve kurum içerisinde ki israfları ortadan kaldırmaktan geçmektedir.

İsraf deyince pek çok kişinin aklına, akan musluklar, söndürülmeyen, gereksiz yanan ampuller ve gereksiz yere çıktı alınarak ortaya çıkan kâğıt israfları gelebilir. Evet bunlar israftır ama kurumlar için daha önemli ve büyük israflar üretimde olan süreç israflarıdır. İşin korkutucu tarafı da buradadır. Çünkü süreç israfları pek çok işletme tarafından kabullenilmiş olup düzeltmek ve ortadan kaldırmak noktasında bir şey yapılmadığı gibi, “bu bizim gerçeğimiz” denilerek bir teslimiyet duruşu da sergilenmektedir.



Biz yalın üretimde israfın tanımı şu şekilde yaparız. İsraf, müşterinin gözünde ürüne ya da hizmete değer katmayan tüm adımlardır. Hatta çok daha anlaşılır bir şekilde müşterinin para ödemediği her ayrıntı, israftır ve yok edilmelidir. Çünkü yalın üretim, müşteri odaklı düşünmeyi ve bunu sistemin geneline yaymayı amaçlar. Buradan hareketle, müşteri memnuniyeti her türlü hem kalite hem servis hem de maliyet açısından karşılanmalıdır.



Peki, israflar nasıl ortadan kalkacak, süreçler nasıl çok daha verimli hale gelecek. Bunun yolunun yalın üretim modelinden geçtiğini artık hepimiz biliyoruz. Bunun için de yalın üretim içerisinde ki pek çok aracı süreçlerimizde uygulamaya alıyoruz. İşte bu araçlardan birisi hatta en önemlilerinden birisi de Kaizen yani sürekli iyileştirme sürecidir. Kaizen küçük ama sürekli adımlarla mevcut durumun iyileştirilmesini ve performansın arttırılmasını hedefler.

Ama bazen süreçler gereğinden fazla zorludur ve Kaizen böyle durumlarda tek başına çözüm olamayabilir. İşte böyle zorlu bir süreç ya da süreçler ile karşılaşıldığında yeni stratejilere ihtiyacınız olur.

Toyota CEO’su Katsuaki Watanabe’ye kulak verelim. Watanabe şöyle ifade ediyor: “Günümüz iş dünyasında, değişimler Kaizen’le yapılabilir, ancak bazı durumlarda bu değişimler Kakushin de gerektirir. Değişim hızı çok yavaş olduğunda, şiddetli ve köklü değişimlere başvurmaktan başka çaremiz yoktur, yani Kaikaku’ya.”



Watanabe’nin burada işaret ettiği, Yalın Üretimde 3K metoduna yani Kaizen, Kaikaku, Kakushin’e kısaca bir göz gezdirelim.

 Kaizen

Kaizen, küçük adımlarla sürekli değişim ve gelişim demektir. Şirkette en üstten en alta, herkesin katılımcı olduğu bir süreç geliştirme tekniği olarak düşünülebilir. İyileştirme önerileri bir stajyerden de gelebilir, genel müdürden de. Bu bakımdan ikisi de aynı değeri görür. Organizasyonun hedefi üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek ve maliyetleri kısmaktır. Böylece rekabet avantajı sağlanır. Kaizen’in gerektirdiği değişimlerin, Kaikaku’dakinden farkı, daha küçük ölçekli, günlük, düzenli aktiviteler olmasıdır. Örneğin otomotiv sektöründe üretimi hızlandırmak amacıyla uygulanan 5S tekniği bir Kaizen uygulaması olarak örnek gösterilebilir.



Kaikaku

Toyota, Kaizen’i uygularken bir yandan da nasıl daha büyük değişimler gerçekleştirebileceğini sorgularken Kaikaku ortaya çıkmıştır. Kaikaku, “radikal değişimler, büyük gelişmeler” anlamına gelmektedir. Bu teknikle, şirketlerin mevcut üretim sistemlerinde derinlemesine değişimler yaparak şirket kültüründe ve çalışma alışkanlıklarında daha derin reformlarla ilerlenmesi sağlanır. Kaikaku ile hedeflenen üretim maliyetini düşürmek ve kaliteyi artırmaktır.

“Kaikaku, Kaizen’den daha büyük değişimler gerektirdiğinden “başlangıç maliyeti” içerse de uzun vadede yatırımı kat be kat geri öder.”


Kakushin

Kakushin terimi ilk kez Toyota CEO’su Katsuaki Watanabe tarafından bir röportajda, “radikal inovasyon” anlamında kullanılmıştır. Bazı durumlarda, devrimsel nitelikte yeni atılım yapmak, yeni fikirleri, ürünleri ve servisleri yürürlüğe koymak gerekmektedir. Böyle durumlarda düşünce tarzı yenilenmeli ve inovatif olunmalıdır. Bu inovasyon ve yenilenmeye ise Kakushin deniliyor. Kakushin çok büyük zaman, para ve sabır yatırımı gerektirir; ancak sektörde “öncü pozisyon” sağlar. Riski diğerlerine göre daha yüksektir, çünkü tüm inovasyonların başarılı olacağı kesin değildir.



Buradan, iş süreçlerinize yönelik olarak, “bu metotların hangisini uygulamalıyız?” Dediğinizi duyar gibiyim. Aslında sorunun cevabı çok net. Süreçlerinizi iyileştirmek ve verimliliğinizi arttırmak istiyorsanız ihtiyacınız Kaizen.

Yok, yaptığımız önce-sonra kaizenler hatta kobetsu (odaklanmış) kaizenler işimizi görmedi diyorsanız ihtiyacınız kaikau çünkü artık iş yapış şeklinizi değiştirmeniz ve bunu yapmak için de radikal kararlar almanız gerekir ve bu beraberinde pek çok insan, makine ve teknoloji yatırımını da getirir.

Bütün bunları yaptık ama sektörde ki rekabet gücümüzü daha da arttırmak istiyoruz dediğinizde işin rengi değişir. Çünkü artık kakushin zamanıdır. Ama hiç de kolay değildir. Şiddetli bir biçimde inovatif olmayı gerektirir. Yeni fikirler, yeni ürünler ve tasarımlar içerir.



Ama nihayetinde hepsi aynı yalın üretimin kendisi gibi birer araçlardır. Çok sevdiğim ve sıkça kullandığım Bruce Hamilton’a ait bir sözle yazımı müsaadenizle bitirmek istiyorum.

“Yalın %90 çaba, %10 tekniklerdir”

Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.

Hakkı Şenkeser

Yorumlar